Primatlardaki Ortak Yapılar Evrim Kanıtı Değildir

 Primatlar anatomik özellikleri açısından ağaçta yaşamalarını mümkün kılan anatomik özelliklere göre gruplanırlar. Evrimciler ise bu gruplamaları kendi ön yargılarına göre evrim çağrıştıracak terimlerle etiketlerler. Şempanze, goril ve orangutan gibi iri maymunların evrimcilerce “gelişmiş” primatlar; örneğin lemurun ise “aşağı” primatlar grubuna dahil edilmesinin mantığı budur. Primatlarla ilgili, “öncül”, “aşağı”, “gelişmiş” yorumları sadece evrimci ön yargıların bir ürünüdür. Bu tip evrimsel kelimeler kullanarak primat grupları arasında bir soy bağı bulunduğu izlenimi vermekle de bir aldatmaca ortaya koyarlar. Oysa Martin D. Robert”ın “Gelişmiş primatların kökeni belirsizdir” 1 itirafının da gösterdiği gibi, evrimcilerin elinde böyle bir soy bağının bulunduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

Bu durum sadece gelişmiş primatların değil, genel olarak tüm primatların kökeniyle ilgili olarak böyledir. Evrimciler primatların kökeni konusunda tam anlamıyla karanlıktadırlar. Fiziksel antropoloji profesörü A. J. Kelso”nun şu sözleri bu durumun açık bir göstergesidir:

“Böcekçilden primata geçiş, fosillerle belgelendirilmemiştir. Geçişle ilgili bilginin temeli, yaşayan formlara bakılarak yapılan çıkarımlardır” 2

Evrimci paleoantropolog Elwyn Simons bu konuda şöyle der:

“Son bulgulara rağmen, primatların kökeninin yeri ve zamanı sır içinde gizli kalmaya devam etmektedir.” 3

Bu yüzden evrimci yayınlarda primatların anatomik özelliklerine bakılarak bunların öncül, gelişmiş, aşağı gibi ifadelerle yorumlanması, ön yargıların bir sonucudur ve yanıltıcıdır.

Primatlarla ilgili olarak bazı evrimcilerce ortaya konan bir başka yanıltıcı yorum daha vardır. Bu kişiler primatların kendi içlerinde ağaca tırmanmayı mümkün kılan anatomik özelliklere göre, hiyerarşik olarak gruplanabilir olmalarını evrim iddialarına bir dayanak olarak öne sürmektedirler. Burada açıkça görülen bir mantık bozukluğu sözkonusudur. Bilindiği gibi deniz, kara ve hava taşıtları da kendi içlerinde, belli teknik özellikler açısından daha alt gruplara ayrılabilir. Ancak bu durum onların birbirlerinden evrimleştiğini göstermez.

Nitekim önde gelen bir evrimci ve Oxford Üniversitesi zooloğu Matt Ridley, New Scientist dergisinde yayınlanan bir makalesinde bu yorumun evrim lehinde bir iddia olarak kullanılamayacağını kabul etmiştir:

“Türlerin hiyerarşik olarak genuslara, ailelere ve bu şekilde başka kategorilere sınıflandırılabilir olması evrim lehinde bir argüman değildir. Herhangi bir obje grubunu, varyasyonları evrimsel olsun ya da olmasın hiyerarşik olarak sınıflamak mümkündür.” 4

Kısacası primatlarla ilgili olarak yapılan evrimci yorumlar, hiçbir fosil kaydına dayanmayan, tümüyle hayali yorumlardan ibarettir.

Farklı türlere ait canlı varlıkların ortak özelliklere sahip olmaları, bir yaratılış harikasıdır. Her birinde göze çarpan ortak ve mükemmel tasarımı gösterir. Primatları, sahip oldukları tüm anatomik komplekslerle birlikte yaratan, tüm varlıkların yaratıcısı olan Yüce Allah”tır.

 

1. Martin, R. D., “Primate Origins: plugging the gaps” Nature , Vol 363:223-233, 20 Mayıs 2003
2. A. J. Kelso (Professor of Physical Anthropology, University of Colorado), “Origin and evolution of the primates”, in Physical Anthropology, J. B. Lippincott, New York, second edition, 1974, sf. 142
3. Elwyn L. Simons (Dpt of Geology and Geophysics, Yale University, USA and Co-Editor of Nuclear Physics), “The origin and radiation of the primates”. Annals New York Academy of Sciences,vol. 167, 1969, sf. 319
4. Mark Ridley, “Who Doubts Evolution?” New Scientist, vol. 90 (25 Haziran 1981), sf. 832

 

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.