Ntvmsnbc.com’da Bilim Dışı Bir Masal

Ntvmsnbc.com haber portalında, insanın 2 numaralı kromozomu üzerinde yapılan bir araştırmanın haber verildiği yazıyla, bir kez daha bilimsel dayanaktan yoksun Darwinci spekülasyonların propagandası yapıldı. Yazıda insanın sözde evriminin yavaş ve kademeli olmak yerine ani ve köklü değişimlerle gerçekleştiği öne sürüldü. Araştırmacıların hayalgücüne dayalı evrimci varsayımları, çalışmanın ortaya koyduğu bilimsel sonuçlar gibi anlatıldı.

Haberin kaynağı New Scientist dergisi, yazısının başlığında evrime dair kesin bir ifade kullanmadığı halde Ntvmsnbc.com”da, hayali spekülasyonlar bir kez daha Darwinizm propagandası uğruna çarpıtıldı ve bunlar “Evrim aşamalı değil, ani gerçekleşti” başlığı altında verilerek bilimsel gerçeklermiş gibi aktarıldı. (Orjinal haber: Gala Vince, “İnsan sıçramalı aşamalarla evrimleşti mi?”, New Scientist.com Haber Servisi, 17 Haziran 2005)

Aşağıda, önce sözkonusu genetik karşılaştırma çalışması ele alınmakta, Ntvmsnbc.com’da yayınlanan yazıda yer alan bilim dışı Darwinizm propagandası cevaplanmaktadır.

Evrim Teorisine kanıt sağlamayan çalışma

Ntvmsnbc.com’un haber verdiği araştırma, University of Washington’dan genom araştırmacısı Evan Eichler ve çalışma arkadaşlarınca gerçekleştirilen bir genetik karşılaştırma çalışmasıdır. Eichler ve arkadaşları, Genome Research dergisinde yayınlanan sözkonusu çalışmalarında (cilt 15, sf. 914), insanın 2 numaralı kromozomu üzerinde bazı DNA dizilimlerini incelemiş, bunları Afrika maymunlarının kromozomları üzerindeki DNA dizilimiyle karşılaştırmışlardır. Bilim adamları elde ettikleri verileri evrimci bir bakış açısı ile yorumlamakta ve dizilimlerdeki farklılıkların hayali evrim sürecinde ortaya çıktığını varsaymaktadırlar.

Halbuki böyle bir varsayımı destekleyici hiçbir deney veya gözlem bulunmamaktadır. Genlerin tesadüflerle ortaya çıkma ihtimali bulunmamaktadır, evrimcilerin genleri evrimleştirici mekanizma olarak öne sürdükleri mutasyonların da DNA’ya yeni bilgi eklemedikleri, organizmaya daima zararlı oldukları ortaya çıkmıştır.

Eichler ve arkadaşları, körükörüne sürdürülen bu varsayımlar doğrultusunda, sadece hayalgücüne dayanan evrimci yorumlar ortaya koymaktadırlar.

Peki bu tip bir çalışma şekli evrime bilimsel kanıt oluşturur mu? Kesinlikle hayır. Bu çeşit bir mantık yürütmenin evrime neden kanıt olamayacağını, DNA dizilimleri yerine bisiklet, motorsiklet ve otomobili koyarak vereceğimiz basit bir örnekle gösterebiliriz. Bu taşıtlar üzerinde aşağıdaki aşamalardan geçen bir çalışmanın yürütüldüğünü farz edelim. Buna göre:

1. Bisiklet, motorsiklet ve otomobilin, tesadüflere dayalı bir süreçte, maddenin evrimleşmesiyle ortaya çıktığı ve ortak bir atadan türedikleri en baştan kabul edilse…
2. Bunlar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar belirlense, benzerliklerin ortak atadan kaldığı, farklılıkların ise hayali ortak atadan ayrıldıktan sonra bisiklet, motorsiklet ve otomobile has bir şekilde -ve elbette tesadüflerle- evrimleştiği kabul edilse…
3. Bu farklılıkların üzerinde evrimci yorumlar yapılsa; otomobilin iki lastikliyken bir çift daha evrimleştirdiği, böylece daha iyi bir hareket kabiliyeti kazandığı gibi masallar anlatılsa…

Açıktır ki bu örnekte üçüncü maddede ortaya konan yorumlar, bir sonuç değil, aslında birinci maddeden beri bir inanç olarak var olan kabullere göre yapılan yorumlardır. Bir insan ancak körükörüne otomobilinin atasının bisiklet olduğuna inanırsa bu tarz yorumlar yapabilir ki bu durumda bu insanın mantıklı ve tarafsız düşünmediği açıktır.

“Değişim Sıçraması” çarpıtması

Ntvmsnbc.com”daki yazıda, böyle bir çalışma yöntemi, evrim teorisine hiçbir bilimsel kanıt oluşturmadığı halde açıkça durumu çarpıtılmakta ve aşağıdaki sözlerle Darwinizm kanıtı olarak sunulmaktadır:

University of Washington uzmanı Evan Eichler, 2 numaralı kromozomdaki kopya DNA serilerini, başka maymun türlerindeki muadilleri ile karşılaştırdı. Bilim insanları ilk etapta DNA’lardaki değişimlerin milyonlarca yıl üzerinde aşamalı olarak gerçekleşmiş şekilde çıkacağını tahmin ediyorlardı. Ama, beklenenin tam tersi bir sonuç çıktı.

Tahlilde, büyük kopyaların kısa zaman aralıkları içinde meydana geldiği gözlemlendi. Köklü değişim sıçramalarının arasında uzun ve değişim olmayan dönemler tespit edildi.

Bu satırlarda yapılan şey, bilim dışı bir tutumla hikaye anlatmaktan ibarettir Çünkü ortada “değişim sıçramaları” diye birşey mevcut değildir. Varolan şey, insan DNA’sı ve maymun türlerinin DNA’ları arasındaki farklılıklardır! “Değişim sıçramaları” kavramı, evrimci ön yargılara göre yazılan bir hikayenin ürünüdür. Ntvmsncbc.com’da yazılanlar, taşıtlarla ilgili örneğimize göre şu anlatımdan farksızdır:

“Otomobilde, bisiklet ve motorsiklette bulunmayan aksamlar mevcut. Bu farklılıkları inceleyen bilim adamları bunların, tesadüflerin etkisiyle gerçekleşen değişim sıçramalarıyla, kendi kendilerine aniden oluverdiklerini bulmuşlardır.”

Bu tarz hayali yorumları Darwinizm’e bilimsel kanıt olarak sunmak, bu teorinin bilimsel olarak değil ideolojik olarak desteklendiğini gözler önüne sermektedir.

Kopyalama, “evrim” değildir

Sözkonusu haberde anlatılan bir konu, 2 numaralı kromozom üzerindeki kopyalamalardır. Kopyalamalar (duplikasyonlar), DNA’nın hücrede kopyalanması sırasındaki bir hata yüzünden meydana gelirler. Bir kopyalama sonucu, belli bir gen dizilimi DNA üzerinde bir eşini kazanmış olur. Ntvmsnbc.com’un bu kopyalamaları Darwinizm propagandasında malzeme olarak kullandığı görülmektedir. Halbuki kopyalamalar hiçbir şekilde evrim kanıtı oluturmazlar. Çünkü evrim teorisine kanıt gösterilebilecek değişimler, genlere yeni bilgi, yani önceden var olmayan fonksiyonları meydana getirecek olan bilgileri ekleyen değişimler olmalıdır. Kopyalamalar ise yeni genetik bilgi ortaya çıkarmaz, sadece mevcut olan bilgiyi miktar olarak artırırlar. Nasıl ki fotokopisi çekilen bir kitap, başka bir kitaba dönüşmüş olmazsa, kopyalanmış DNA bölümleri de canlılara yeni özellikler kazandırıp onları başka canlılara dönüştürmüş olmaz.

İnsanın evrimi: bilim dışı bir senaryo

Bilinmelidir ki, insanın evrimi senaryosu bilimdışı bir inançtan ibarettir. İnsanın sahip olduğu mükemmel organ ve sistemlerden hiçbirinin, hatta kendisini meydana getiren trilyonlarca hücreden tek bir tanesinin dahi varlığı, evrim teorisinin dayandığı tesadüfler ve şuursuz doğa olaylarıyla açıklanamamaktadır. Evrim teorisine günümüzde verilen destek, Allah’ın varlığını inkar eden materyalist dünya görüşünü benimsemiş çevrelerin teoriyi bir dogma olarak ayakta tutma çabasının bir ürünüdür, yani bilim değil felsefe kaynaklıdır. (Detaylı bilgi için bkz. Harun Yahya, “Hayatın Gerçek Kökeni“, Araştırma Yayıncılık, İstanbul, 2005 ve “Darwinizm Dini“, Global Yayıncılık, İstanbul, 2000)

İnsanın evrimi senaryosunda, şu üç alanda yapılan karşılaştırmalar bir malzeme olarak kullanılmaktadır: Fosiller, DNA dizilimleri ve primat davranışları. Medyada gündeme gelen herhangi bir insanın evrimi iddiasının dayandırıldığı çalışma, ister bir fosil, ister bir DNA dizilimi, ister bir primat davranışı ile ilgili olsun, tüm bu karşılaştırmaların evrim teorisine hiçbir bilimsel kanıt oluşturmadığı bilinmelidir. Çünkü bu üç tip karşılaştırma, yukarıda aktardığımız taşıt örneğindeki gibi önyargılı mantıklarla yorumlanmaktadır. Yani evrim teorisi en baştan kabul edilmekte, karşılaştırmalarda elde edilen veriler üzerinde önyargılara dayalı spekülasyonlar yapılmaktadır. Bunlar ise hiçbir deneysel kanıt oluşturmamakta, tek taraflı olarak anlatılan hikayeler olmaktan öteye gidememektedir.

Sonuç:

Darwinist medya kuruluşlarını, bilim dışı spekülasyonları evrim kanıtı olarak çarpıtmaya son vermeye davet ediyor, modern bilim karşısında bir ondukuzuncu yüzyıl efsanesinden ibaret olan Darwinizm’in geçersizliğini kabullenmelerini tavsiye ediyoruz. Modern bilimin bulguları yaşamın gerçek kökeninin bilinçli bir tasarım olduğunu kanıtlamakta; insanın, maymunların ve diğer tüm canlıların Yüce Allah’ın yaratmasıyla var olduğunu doğrulamaktadır.

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.