Konuşmanın Evrimi Masalı

Cumhuriyet Bilim Teknik (CBT) dergisinin 10 Temmuz 2004 tarihli sayısında, “Köpek Rico, dilimizi şempanzeden daha iyi öğreniyor” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda bilim adamlarınca bir TV programında keşfedilen Rico isimli köpeğin 200″ün üzerinde objenin ismini öğrenip hafızasında tutabildiği anlatılıyor, insanın konuşma yeteneğinin sözde evrimsel kökenine dair spekülasyonlar yapılıyordu. Riconun insanın sözde en yakın kuzeni olarak gösterilen şempanzelerden daha üstün bir yeteneğe sahip olduğu belirtiliyor, “evrim biyolojisindeki bir bilmecenin [konuşmanın kökeninin] çözülmesine yardımcı olabileceği” öne sürülüyordu. Yazıda Rico”nun yanısıra foklar, maymunlar ve kuşların öğrenme yetenekleriyle ilgili bilgiler de aktarılıyor, bunlardan hareketle konuşmanın sözde evrimi konusunda hayali spekülasyonlar ve evrim masalları ortaya konuyordu.

Biraz sonra delilleriyle yanlışlığını ortaya koyacağımız bakış açısı ise yazıda şu cümlelerle özetleniyordu:

“Atalarımızın ilkel bağırışları tamamen yok olduğu için bilim adamları dilin evrimini hayvanlarla çözmeye çalışıyorlar. Hayvanlar arasındaki iletişim yetisi ne kadar ayrıntılı bir şekilde incelenirse, soyut bir dilin, insan beyninde ve konuşma aparatında ne tür yapı değişiklikleriyle geliştiği öğrenilebilecek.”

Öncelikle bu bakış açısı sadece evrimci ön yargılardan kaynaklanmaktadır. Evrimi bir dogma olarak en baştan doğru kabul eden CBT, konuşma yeteneğinin kökenini çözebilmek için insanın sözde evrimsel akrabaları olan canlılarda kendince işaretler aramaktadır. Bu doğrultuda köpek, maymun, kuş veya fokların öğrenme yetenekleri, insanın konuşma yeteneğinin evrimsel temeli olarak “yorumlanmaktadır”. Ancak elbette bu yorumlar, konuşmanın evrimle ortaya çıktığı hikayesine hiçbir bilimsel delil oluşturmamaktadır.

Hayvanlar elbette basit mimiklerle haberleşme yeteneğine sahiptirler ve belli bir seviyeye kadar öğrenme kapasiteleri de vardır. Ancak hayvanların bu yetenekleri ile insanın konuşma yeteneği arasında evrimsel ilişkiler aranması gerçekçilikten tamamen uzak bir tutumdur. İnsanın konuşma yeteneği ile hayvanların iletişim yetenekleri arasında hiçbir yakınlık bulunmamaktadır. İnsanın konuşması gramer, anlam bilim ve söz dizim gibi kurallara dayanan kompleks bir yetenek olarak hayvanların işaretleşmeye dayalı iletişim yeteneklerinden ayrı, özgün bir kategori ortaya koymaktadır.

Cambridge Üniversitesi”nin İnsanın Evrimi Ansiklopedisi” nde bu durum şöyle ifade edilir:

“İnsan-dışı [insanlarda olmayıp da hayvanlarda olan] bir dil yoktur… dil, sadece insana has bir adaptasyondur [*] ve dilin biyolojik temellerini tanımlamak, gayet iyi bilindiği gibi, son derece zordur.” 1

Bir insan konuşurken kavramları belirli bir anlamı oluşturacak şekilde belirli bir şekilde dizer (sözdizimi). Burada şaşırtıcı olan nokta, insanın bu sıralamayla ilgili olarak aklından bir şey geçirmesine gerek dahi olmamasıdır. İnsan sadece ifade etmeyi dilemekte, kelimeler de birer birer ve uygun sırada ağzından dökülüvermektedir. Bu esnada, birçok kas ve organdan meydana gelen ses aparatı seri ve hatasız denebilecek bir keskinlikte son derece özel şekiller almaktadır. Bu mucizevi yetenek ile hayvanların iletişim yetenekleri arasındaki farklılıklar çok büyüktür. Durum böyleyken hayvanların iletişim yeteneklerine bakılarak evrim masalları anlatılması hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, hayalci bir tutumdur. Nitekim ünlü dil bilimci Noam Chomsky şunları yazmıştır:

“İnsan dili, hayvanlar aleminde bir benzeri olmayan özgün bir olgu olarak görünmektedir… [Hayvanlardaki iletişimle insanın konuşma yeteneği arasındaki] “boşlukların” kapanabilir olduğunu varsaymak için bir sebep yoktur. Nefes almaktan yürümeye doğru evrimsel bir gelişimin olduğunu varsaymak için bir sebep olmadığı gibi.”

CBT, anlattığı evrim masallarını okurlarına makul göstermede kendi materyalist ön yargılarına dayanmaktadır. Ancak bu konuda okurların bilmesi gereken ve CBT”nin belirtmediği önemli bir gerçek, konuşmanın evrimi iddiasının bütünüyle karanlıkta olduğudur. İnsan dili, evrim sürecinin hayali gereklilikleriyle veya hayali mekanizmalarıyla açıklanamayan son derece kompleks bir yetenektir. Evrimciler, uzun çalışmalarına rağmen, son derece kompleks bir yetenek olan konuşmanın, basit hayvansı iletişim şekillerinden evrimleştiği yönündeki iddialarına kanıt göstermede tamamen başarısız olmuşlardır. Pennsylvania Üniversitesi”nden David Premack”in, “İnsan dili, evrim teorisi için bir utançtır” 3 şeklindeki sözleri bu başarısızlığı net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Peki bu utançta bilimsel araştırmaların veya kanıtların yetersizliği bir rol oynamakta mıdır? Hayır. Gerçekte evrimciler için bir utanç olan dilin kökeni çok açıktır. Dil, maddeye indirgenemeyen bilince dayalı bir olgudur. Dolayısıyla naturalist felsefeye dayalı evrimi kesin olarak reddetmektedir. İki yaşında bir çocuk hiçbir eğitim sürecinden geçmeksizin konuşmaya başlamakta üstelik bunu dilbilgisi kurallarına uygun şekilde başarabilmektedir. Özne ve yüklemin cümle içindeki dizilimini, anlam oluşturacak şekilde seçebilmektedir.

Dil bilimcilerin büyük çoğunluğu, bu şaşırtıcı durum hakkında Noam Chomsky”nin “Evrensel Gramer” tezini kabul etmiştir. Buna göre insan boş bir zihinle doğmamaktadır. İnsan zihninde, dil öğrenmeye ve konuşmaya yönelik özel bir eğilim bulunmaktadır. Bu özel eğilimin nedeni ise, insanın önceden “programlanmış ” olması, yani özel bir yaratılışa sahip olmasıdır.

Kuşkusuz dil, Allah”ın yaratmasını gösteren büyük bir mucizedir. İnsanı Allah yaratmıştır ve ona konuşma yeteneğini vermiştir. İnsanın konuşması, Allah”ın özel bir ilmiyle mümkün olmaktadır. Rabbimiz bu gerçeği bir Kuran ayetinde şöyle bildirmektedir:

“Ve Adem”e isimlerin hepsini öğretti.” (Bakara Suresi, 31)

Sonuç:

CBT yetkililerinin, dilin kökeniyle ilgili bilimsel bulguların, ısrarla sürdürdükleri materyalist felsefeyi temelden geçersiz kıldığını görmelerini diliyor, kendilerine, körükörüne evrim propagandası yapmaktan vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz.

[*] Buradaki adaptasyon kelimesi evrimin iddialarını en baştan doğru kabul etmiş araştırmacıların insanın konuşma yeteneği için seçtikleri bir terimdir. Alıntının da çok iyi gösterdiği gibi, dilin evrimsel bir uyum olduğunu gösteren hiçbir bilimsel bulgu bulunmamaktadır.

Not: İnsan dilinin, evrimci açıklamaları reddeden nitelikleri hakkında daha detaylı bilgiyi http://www.netcevap.org/hurriyetbilim030802.html adresinden edinebilirsiniz. Ayrıca dilin sıkı sıkıya bağlantılı olduğu insan aklıyla ilgili olarak, ” İnsan Aklının Evrimi Propagandası Niye Çürüktür? ” başlıklı yazımızı okuyabilir ve CBT”deki iddianın temelindeki dogmatizmi daha yakından inceleyebilirsiniz.

1.Steve Jones, Robert Martin, and David Pilbeam, eds. (1999), ” Cambridge Encyclopedia of Human Evolution”, New York : Cambridge University Press, 1992, sf. 128
2.Noam Chomsky, “Language and the Mind” (New York: Harcourt, Brace, Jovanovich, 1972, sf. 67-68 3.Garniss H. Curtis, Carl C.
3.Swisher III, Roger Lewin,  “Java Man”,  Abacus, London, 2002, sf. 205

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.