Yeni Bir ‘Beynin Evrimi” Masalı ve Radikal”in Taraflı Haberciliği

Radikal Gazetesi”nin 26 Mart 2004 tarihli sayısında, “İnsan, Genetik Hata!” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda ABD”de Pennsylvania Üniversitesi”nden Hans Stedman ve ekibince ortaya atılan yeni bir evrimci iddia haber veriliyordu. Yazının spotunda “İnsanoğlunun gelişimine “genetik hata” katkısı: 2.4 milyon yıl önce bir genin mutasyona uğramasıyla çene küçülürken beyne yer açıldı” ifadelerine yer veriliyordu. Radikal haberine göre insanın büyük bir beyin hacmine sahip olmasının temelinde bu mutasyon yatıyordu.

Ancak bu haberde ortaya konan iddialar evrimci önyargılara dayalı spekülasyonlardan ibarettir. Evrimi en baştan kabul etmiş araştırmacılar, insanın çene kaslarında üretilen myosin proteinini kodlayan genin, maymunlarda aynı proteini kodlayan genle arasında, nükleotid dizilimi açısından farklılık saptamış bu farklılığı mutasyon kabul etmişlerdir. Evrimciler sözkonusu nükleotid dizilerinin maymunlarda ve insanlarda ayrı ayrı tasarlanmış olabileceği ihtimalini en baştan reddetmektedirler. Sözkonusu iddiaların temelindeki tek varsayım bu değildir. Araştırmacılar mutasyon varsayımını yaptıktan sonra, çene kaslarının beyin hacmini kısıtlayan bir faktör olduğu şeklinde de bir varsayım yapmışlardır. Üstelik, bu varsayım Radikal gazetesinde gözardı edilen ancak çok açık bir itirazla da karşılaşmıştır. Elizabeth Pennisi tarafından kaleme alınan ve Science dergisinde yayınlanan bir haber-yorum”da Columbia Üniversitesi fiziksel antroplogu Ralph Holloway, Stedman ve ekibinin iddialarına “Beynin çiğneme kaslarıyla kısıtlandığı fikri süprüntüden ibarettir ” diyerek itiraz etmektedir.1

Araştırma yazısının yayınlandığı İngiliz bilim dergisi Nature”ın haber servisince yayınlanan yazıda ise “Teori hiçbir şekilde ispatlanmış değil” ifadesine yer verilmektedir.2 Ancak Radikal gazetesi evrimci spekülasyonların lehinde yorumları seçmedeki titizliğini burada da göstermekte ve haberin doğrudan kaynağı olan derginin haber servisince yayınlanmış yazıdaki bu ifadeyi görmezden gelmektedir. Bunun temelinde, evrim teorisini toplum nezdinde güçlü göstermeye çalışma politikası yatmaktadır.

Beyin gibi kompleks bir organın rastgele mutasyon ve doğal seleksiyonla evrimleştiği gibi sınırsız hayalgücü gerektiren bir varsayım derhal bilimsel bir teori olarak sunulmakta, bu teorinin aleyhinde yapılan yorumlara hiç yer verilmemektedir. Böylelikle okurların eleştirel düşünme hakkı gaspedilmiş ve okurlar hayalgücüne dayalı bir iddiayı dogmatik olarak kabullenmeye zorlanmış olmaktadır. Radikal gazetesi yönetimini, gazetenin bilim haberleri servisinin faaliyetlerini bu doğrultuda gözden geçirmeye davet ediyoruz.

Not: Bu yazı, aynı evrimci iddianın Posta gazetesinin 26 Mart 2004 tarihli sayısında yayınlanan “Zeka Mimarı Çenemizmiş!” başlıklı kısa haberine de cevabımızdır.

İlgili yazı: İnsan Beyninin Evrimi: Körükörüne Desteklenen Bir Darwinist Masal

1. Elizabeth Pennisi, “The Primate Bite: Brawn Versus Brain?” Science Vol 303, Issue 5666, 1957 , 26 Mart 2004
2. Michael Hopkin, “Jaw-Dropping Theory Of Human Evolution”, Nature Science Update, 25 Mart 2004, http://www.nature.com/nsu/040322/040322-9.html

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.