Flores Adamında Mikrosefali Tezine Bir Destek Daha

Bilimsel adıyla Homo floresiensis, medyada yaygınlaştırılan ismiyle Hobit fosilleri ilk bulunduğunda bir cevap yayınlamış (1,) bu cevapta Homo floresiensis’in ayrı bir tür olarak sınıflandırılmasının sadece evrimci önyargılara dayalı bir tercih meselesi olduğunu, bu konuda üzerinde herkesçe uzlaşılan herhangi somut bir bilimsel kriter bulunmadığını izah etmiştik. Nitekim daha sonraki süreçte “ayrı tür” iddiasının bu dayanaksızlığı su yüzüne çıkmış, dünyanın çeşitli ülkelerinden uzmanların, yayınladıkları raporlarda Homo floresiensis’in küçük beyin hacminin ayrı tür sınıflaması için yeterli gerekçe oluşturmadığı ve yaklaşık 400cc kadar hacimdeki kafatasının, mikrosefali olarak bilinen ve tam gelişmemiş beyinle sonuçlanan bir rahatsızlığın ürünü olabileceğinden yana ağırlıklarını koyduklarını duyurmuştuk. (2, 3)

Günümüz insanı olan Homo sapiens’e ait mikrosefalik kafatası örnekleriyle Homo floresiensis kafatası arasında yapılan karşılaştırmalar çok bariz benzerlikler ortaya koyduğu halde Flores insanlarının ayrı bir tür olarak tanımlanmak istemesinin sebebi böylece daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştı: Birden çok insan türü yaşamış olması gerektiğine dair körü körüne evrimci inançlar.

BBC 2 kanalında 22 Eylül 2005 günü yayınlanan Horizon programı, izleyicilerini Flores adamıyla ilgili mikrosefali tezini destekleyen iki bilim adamıyla daha tanıştırdı. 1 Roehampton Üniversitesi’nden Ann MacLarnon ve profesör Bob Martin. Homo floresiensis’in herhangi bir günümüz insanında olabileceği gibi mikrosefali rahatsızlığına yakalanmış olduğunu savunan araştırmacılar, bu görüşlerini farklı tipte bulgularla desteklediler.

Prof. Martin, bir memelinin beden ebatlarının küçülmesi durumunda beyin hacminin ne derece küçüldüğünü hesapladı. Martin, bu hesaplamalarını şu sözlerle açıkladığı ilkeye dayandırdı:

Bu biyoloji kanunun basit terimlerle ifadesi şu ki, eğer beden ebatlarınız yarıya yarıya azalacak olursa beyin ölçüleriniz sadece %15 kadar azalacaktır.

O halde eğer beden ebatlarınız yarı yarıya azalacak olursa beden ebatlarınız buna oranla çok daha az miktarda azalacaktır.

Flores Adamı’nın ayrı bir tür olduğu iddiasında atasal rol biçilen Homo erectus’la ilgili değerleri baz aldı. Bunun için  1.75 m boyunda ve 990 cm3 beyin hacmine sahip bir Homo erectus bireyinin bu oranlara göre ne kadar küçülmüş olabileceğini hesapladı. Bunun sonucunda Flores Adamı’nın 1m’lik boyuna karşılık gelecek beyin hacmini ise 750 cm3 olarak buldu. Bu ise gerçek değer olan 400 cm3’ün çok üzerinde bir değerdi.

Bunun anlamı şuydu: Bulgular, beyindeki küçülmenin sebeplerinin beden ebatlarında bir küçülmeyle sınırlı olmadığını, bunda –mikrosefali gibi- başka faktörlerin bulunmuş olması gerektiği tezini güçlendiriyordu.

Diğer yandan Roehampton Üniversitesi’nden Ann MacLarnon, Londra’daki Kraliyet Cerrahi Koleji’nin mahzenlerinde tam da Flores Adamı’nın beyin ölçüleriyle örtüşen bir mikrosefalik kafatası buldu. MacLarnon bu bulgunun anlamını şu sözlerle açıklıyordu:

“Bu gösteriyor ki, bizler gerçekten Hobit’in küçük beynini açıklamada mikrosefaliye başvurabiliriz.”

Sonuç:

Görüldüğü gibi Flores Adamı’nın ayrı bir tür olduğu yönündeki senaryo, aleyhte biriken bilimsel bulgular karşısında gün geçtikçe ortadan kalkmaktadır. Bu durum, insanın evrimi senaryosuyla ilgili alışılagelmiş bir gerçeğin tekrarını oluşturmaktadır: Evrimcilerin insanla maymun arası canlılar olarak önerdikleri türler, bilimsel bulgular karşısında ya tam insan ya da tam maymun şeklinde ayrıştırılmakta, evrimciler sonunda bunları insanın hayali soyağacından çıkarmak zorunda kalmaktadırlar. BBC Horizon programında tanıtılan bulgularla daha da güçlenen mikrosefali tezi, şimdi Flores Adamı’nın da aynı süreçten geçmekte olduğunu göstermektedir.

İnsanın soyağacı, evrimcilerce uydurulmuş bilim dışı bir safsatadan ibarettir. Sadece evrimci dünya görüşünün varoluş hikayesinin temsili bir resmi olarak ayakta tutulmaya çalışılmaktadır. Yoksa son derece az miktarda ve dağınık şekilde bulunan bu fosillerin evrimci senaryoları destekler hiçbir yönü bulunmamaktadır. Gerek insan, gerekse maymun tesadüflerle evrimleşmiş rastlantısal oluşumlar değil, Allah’ın sınırsız bir ilim ve güçle yoktan varettiği mükemmel varlıklardır.

1. www.BBC.co.uk , New ‘Hobbit’ disease link claim, 23 Eylül 2005

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.