Discovery Channel “”Before We Ruled The Earth: Hunt or Be Hunted””

Belgeselde insanın evrimi senaryosunun hiçbir bilimsel bulguya dayanmayan ve evrimci ön yargılara göre kurgulanan hikayelerinden bilimsel gerçeklermiş gibi söz edilerek Darwinizm propagandası yapıldı. İri beyin hacmi ve dik yürüyüş gibi temel anatomik karakteristikler açısından insan olduğu hiçbir şekilde tartışma konusu olmayan Homo erectus, Cro-Magnon ve Neanderthal topluluklarının hayali evrim sürecinde ortaya çıktığı, beyin hacimlerinin sözde zaman içinde evrimle geliştiği gibi masallar anlatıldı. Sözkonusu aldatmaca, birbirlerinden -günümüz ırklarında olduğu gibi- önemsiz farklılıklarla ayrılan eski insan ırklarının evrim senaryosu gereği abartılı ve taraflı bir şekilde yorumlanması ve bunların birbirlerinden ayrı tür olduğunun iddia edilmesine dayanmaktadır. Bu yorum sadece evrimci ön yargılardan kaynaklanmakta ve bilimsel olarak hiçbir objektif kritere dayanmamaktadır. Örneğin evrimcilerin günümüz insanından farklı bir tür olarak lanse etmeye çalıştığı Homo erectus”un anatomisi günümüzde yaşamakta olan insan ırklarının özelliklerini yansıtmaktadır. Nitekim evrimci paleoantropolog Richard Leakey bile Homo erectus”un günümüz insanı ile olan farklılığının ırksal farklılıktan öte bir anlam taşımadığını şöyle ifade eder:

 Herhangi bir kişi farklılıkları fark edebilir: Kafatasının biçimi, yüzün açısı, kaş çıkıntısının kabalığı vs. Ancak bu farklılıklar bugün değişik coğrafyalarda yaşamakta olan insan ırklarının birbirleri arasındaki farklılıklardan daha fazla değildir. Böyle bir varyasyon, topluluklar birbirlerinden uzun zaman aralıklarında ayrı tutuldukları zaman ortaya çıkar. (Richard Leakey, The Making of Mankind, London: Sphere Books, 1981, s. 62.)

Neandertaller hakkında da durum aynıdır. Uzun yıllar Neandertal anatomisini inceleyen Erik Trinkhaus isimli uzman Neandertaller hakkında vardığı sonuçları şöyle açıklamaktadır:
“Neandertal kalıntıları ve modern insan kemikleri arasında yapılan ayrıntılı karşılaştırmalar göstermektedir ki, Neandertallerin anatomisinde ya da hareket, alet kullanımı, zeka seviyesi veya konuşma kabiliyeti gibi özelliklerinde modern insanlardan aşağı sayılabilecek hiçbir şey yoktur (Erik Trinkaus, “Hard Times Among the Neanderthals”, Natural History, cilt 87, Aralık 1978, s. 10)

(Neandertallerle ilgili bkz. http://www.netcevap.org/propaganda17_neandertal.html Günümüzden 40.000 yıl kadar önce yaşamış olan Cro-Magnon insanı da günümüz insanıyla anatomik olarak aynıdır. Bu konuda bkz. http://www.darwinizminsonu.com/insanin_kokeni_07.html)

Görüldüğü gibi H. erectus, Neandertal ve Cro-Magnon”un günümüz insanıyla olan farklılıklarının önemsiz olduğunu evrimciler de görmekte ve itiraf etmektedirler. Bunları ayrı bir tür olarak lanse etme çabası evrim dogması uğruna başvurulan ve ideolojik olarak sürdürülen bir aldatmacadan ibarettir. Programda yer verilen beynin evrimi iddiası da bu aldatmaca uğruna uydurulan hayali bir senaryodur. Buldukları fosil kafataslarını küçükten büyüğe dizen evrimciler, beynin zaman içinde evrimleştiği gibi bir izlenim vermeyi amaçlamaktadırlar. Oysa bunu yapmakla hem başkalarını hem de kendilerini aldatmaktadırlar. Çünkü oluşturdukları seriler evrim kanıtı ortaya koymamakta, sadece evrimcilerin zihinlerinde yaşayan senaryonun bir dışa vurumunu yansıtmaktadır. İnsan beyni bir evrimci yazarın ifadesiyle evrendeki en kompleks yapıdır. Böylesine kompleks bir yapının rastlantısal mutasyonlarla isabet eden tesadüfler etkisinde, tahribata uğramaksızın gelişeceğine inanmak büyük bir yanılgıdır. Bir radyoya vurulacak çekiç darbelerinin onu bir televizyona dönüştürmesi beklenemeyeceği gibi maymunsu bir canlının beynine isabet ettiği varsayılan mutasyonların da onu insan beynine dönüştüreceği beklenemez. Tümüyle akıl dışı olan bu inanç, evrimcilerin felsefi sebeplerden ötürü destekledikleri bir masaldan ibarettir. (Beynin evrimi yanılgısı hakkında bkz. http://www.netcevap.org/propaganda_beyin.html) Allah insan beynini mükemmel özelliklere sahip olarak yaratmıştır.

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.