Bilim ve Gelecek dergisinde İnsanın Evrimsel Varoluşu Masalı

Bilim ve Gelecek dergisinin Haziran 2005 sayısında “İnsanın evrimsel varoluşu ve Homo floresiensis” başlıklı uzun bir yazı yayınlandı. Yazı Ankara Üniversitesi DTCF Antropoloji bölümünden Prof. Dr. Erksin Güleç ve Araş. Gör. Ferhat Kaya’nın imzalarını taşıyordu. Güleç ve Kaya, insanın kökenine dair kendilerince evrimsel bir açıklama getirmeye çalışıyor, insanın hayali soyağacına atfedilen fosil türlerini kronolojik olarak ele alıyor, yazılarının sonlarında ise bulunduğunda geniş yankı uyandıran H. floresiensis bulgusuyla ilgili evrimci yanılgılar ortaya koyuyorlardı.

Paleoantropoloji tarihi boyunca bulunmuş fosiller ve üretilmiş evrim senaryolarını detaylı bir şekilde ele alan bu yazı, bilindik  insanın evrimi senaryosunun son bir tekrarını oluşturmaktadır. Uzunluğu 21 sayfayı bulan yazı evrimciler arasında var olan anlaşmazlıkları belgelemekten başka bir şey ortaya koymamaktadır. Evrimciler tarafındaki bu belirsizliği bizzat yazarların kendileri de itiraf etmektedirler:

Paleoantropologlar arasında Hominidae ailesindeki türlerin filogenetik tanımlamalarına dair henüz bir konsensüs oluşmamıştır…1891’den bugüne kadar insanın soyağacı üzerine morfometrik, kladistik, taksonomik ve filogenetik birçok çalışma ve hipotez üretildi ancak paleoantropologlar arasında henüz bir anlaşma sağlanamadı.

İnsanın evrimi senaryolarının dayandığı fosiller, yetersizdir. Çoğu zaman birkaç diş veya kemik parçasından meydana gelen bulgular, yorumlarında büyük ölçüde araştırmacının önyargılarını yansıtırlar. Bu sebeple, Bilim ve Gelecek yazarlarının belirttiği ‘morfometrik, kladistik, taksonomik ve filogenetik birçok çalışma ve hipotez’ büyük ölçüde hayali kurgulardan ibarettir. Dolayısıyla insanın evrimi senaryosunun bilim adamları arasında gördüğü rağbetin sebebi bilimsel kanıtlar değil, bilim adamlarının dünya görüşleridir. Bilim ve Gelecek makalesinde anılan fosiller sadece bu inanca uydurulmaya çalışılan malzemelerdir.

Bir dönemin en ünlü paleoantropologlarından olan David Pilbeam, paleoantropolojinin, ortaya somut bir sonuç koymaktan uzak bir veri tabanına sahip olan ve daha çok ideolojik olarak uygulanan bir çalışma olduğunu şöyle kabul eder:

“Belki de insanın evrimiyle ilgilenen öğrenci nesilleri, ben de dahil olmak üzere, karanlıkta harman dövüyoruz… veri tabanımız, teorilerimizi bir kalıba sokamayacak kadar seyrek, kaygan. Teorilerimiz, geçmişimiz hakkında olmaktan daha çok, kendimiz ve ideolojimiz hakkında. Paleoantropoloji, insanların nasıl ortaya çıktığını göstermekten çok, insanların kendilerini nasıl gördüklerini göstermektedir”.i

Evrim teorisinin dayandığı mutasyon/doğal seleksiyon mekanizması, insanın sahip olduğu biyokompleksliği, akıl sahibi bir varlık oluşunu, tek bir hücreden 200’ü aşkın dokuya sahip mükemmel bir canlıya dönüşerek varoluşunu açıklayamamaktadır ve teorinin geçersizliği kesin olarak anlaşılmıştır. Paris Üniversitesi profesörlerinden matematikçi ve doktor Marcel-Paul Schützenberger, insanı sözde evrimsel atalarından ayıran özgün yapılarının evrimle açıklanamadığını şu sözlerle itiraf etmiştir:

“Kademeli gelişimciler ve sıçramalı evrimi savunanlar, insanı [sözde evrimle] gelişmiş primatlardan ayıran şu birkaç biyolojik sistemin bir ölçüde eş zamanlı şekilde ortaya çıkışını açıklamada tamamen yetersizdirler: Leğen kemiğinin değişiminin eşlik ettiği iki ayaklılık ve şüphesiz beyincik, parmak uçları özellikle hassas bir dokunma duyusu veren, çok daha becerikli eller; fonasyona (ses çıkarmaya) izin veren yutaktaki değişimler; merkezi sinir sisteminin özellikle temporal lobu seviyesinde, özellikle lisanı tanımaya izin veren değişimler. Embriyo oluşumu açısından bu anatomik sistemler birbirlerinden tamamen farklıdırlar.” ii

Görüldüğü gibi Bilim ve Gelecek yazarlarının başlıkta kullandığı “insanın evrimsel varoluşu” kavramı, hiçbir bilimsel dayanak olmaksızın ve ideolojik olarak sürdürülen bir masaldan ibarettir. Sayın Güleç ve Kaya’yı materyalizme körü körüne bağlığın etkisinden kurtulmaya davet ediyor, insanın sahip olduğu kompleksliklerin ancak yaratılışla açıklanabilir olduğu gerçeğini kabullenmelerini diliyoruz.

Not:

Bilim ve Gelecek makalesinde yer alan insanın evrimi senaryosu ve ilgili kavramlara dair kaynaklarımızı aşağıdaki linklerde inceleyebilirsiniz:

Flores Adamı (Homo floresiensis) hakkındaki gelişmeleri aktaran yazılarımızı ise şu üç linkte incleyebilirsiniz: 1, 2, 3

i. David Pilbeam, “Book Review of Leakey”s Origins,” 66 _American Scientist_ (1978): 379
ii. Schutzenberger M-P., in “The Miracles of Darwinism: Marcel-Paul Schutzenberger ile Ropörtaj” Origins & Design , Vol. 17, No. 2, Bahar 1996, sf.10-15.

Ayrıca bakınız

Video – Yuval Noah Hararı’nin SAPIENS Adlı Kitabındaki Bazı İddialara Cevap 4 – “Geçmişte insanın pek az şey ürettiği” iddiası

Harari ve diğer evrimcilerin bir iddiası da “geçmiş nesillerin çok az şey ürettiği” yönündedir. Bunu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.