National Geographic Channel “”Vahşi Yaşam””

Programda termitlerle beslenen ayıların, dudak ve dişlerinin, yemek yeme alışkanlıklarına göre geliştiği iddia edilmektedir. Gerçekte sözkonusu ayıların dudak ve diş yapıları evrim teorisine bir kanıt oluşturmamaktadır. National Geographic TV”nin bu ifadeleri kendi evrimci önyargılarından kaynaklanmaktadır. Bu önyargı, canlıların organlarının yaptığı işleri tanımlayıp bunları doğrudan bu işi yapmak üzere evrimleşmiş sayma şeklinde özetlenebilir. Ancak açıktır ki canlılarda üstün bir tasarım mevcuttur ve bir organın işlevinin tarif edilmesi onun evrimle ortaya çıktığını göstermez. Çeşitli parçaların belli bir işlev yerine getirecek şekilde şekillendirilip organize edilmesi bilinçli tasarım ürünü yapıların karakteristik bir özelliğidir. Örneğin benzinle çalışan bir ağaç kesme testeresinin bıçakları, kesilecek maddenin özellikleri hesaplanarak özellikle şekillendirilip tasarlanmıştır.
Ayıların diş ve dudak yapılarına baktığımızda da bilinçli tasarım ürünü yapılardaki özellikleri görürüz. Dudaklar yiyecekleri kavrama; dişler ise bunları parçalayıp öğütme görevlerini görür. Testerenin bıçaklarının mühendislerce tasarlanmış olduğu gibi, ayının diş ve dudakları da bilinçli tasarım ürünü olduğu, bir diğer deyişle yaratıldığı açıktır. Bilimsel bulgular, evrim teorisinin dayandığı doğal sebeplerin canlılarda görülen kompleksliği meydana getirmesinin imkansız olduğunu göstermiştir. Rastgele mutasyon ve doğal seleksiyonla yeni bir organ hatta tek bir yeni proteinin dahi ortaya çıktığı gözlemlenmiş değildir. Kısacası ayılardaki dudak ve diş yapısındaki tasarımın evrimle açıklanması mümkün değildir. Söz konusu canlılar bu özelliklere sahip olarak bir anda Allah tarafından yaratılmışlardır.

Belgeselde ortaya konan bir diğer evrim yanılgısı da gergedanlarla ilgili olanıdır. Programda beş tırnaklı ayaklara sahip gergedanların tek toynaklı atlarla akraba olduğu iddia edilmektedir. Ancak bu iddia sadece National Geographic TV”nin evrimci önyargılarına dayalı olan ve tek taraflı bakış açısından kaynaklanan bir iddiadır.

Ortak yapıların paylaşımı, bilinçli tasarım ürünü yapıların temel özelliklerindendir. Örneğin farklı markalardan da olsalar bilgisayarlarlarda, işlemci ve hard-disk gibi parçalar bulunur. Ancak bu parçaların varlığı, bilgisayarların evrimle ortaya çıktıklarını göstermez. Dahası, at toynağındaki yapı tesadüflerle açıklanamayan bir tasarım ortaya koymaktadır.

Fransız Bilimler Akademisi Eski Başkanı Pierre-Paul Grassé, at toynağındaki üstün tasarımı biraz teknik bir dille anlattıktan sonra, bunun rastlantısal bir süreçte sağlanamayacak bir süreklilik gösterdiğini belirtmiştir. Buna göre atın bacağındaki eklemlerin oluşumunda, basınç azaltıcı yastıklarda, hareketi kolaylaştıran yağlarda, anatomik bağlarda ve kemiklerin yapısında üstün bir tasarım göze çarpmaktadır:

[At toynağı], üçüncü parmak kemiğini koruyacak şekilde bacağa tutturulmuş vaziyette bulunur ve kimi zaman ağırlığı bir tonu geçen basınçları kauçuk ya da yaya sahip olmaksızın azaltabilir. Bu, sadece tesadüfle ortaya çıkmış olamaz: toynak yakından incelendiğinde birçok organik yenilik ve uyumu bir arada barındırdığı görülür. Boynuzumsu maddeden yapılmış olan yüzey, yani dik keratofil lamina, keratojen tabakanın podofil laminasıyla birleşir. Kemiklerin sıralı uzunlukları, bunların eklem oluşturacak şekilde biraraya getirilişi, eklemsel yüzeylerin kıvrım ve şekilleri, kemiklerin yapıları (kemikli tabakaların yönelimi ve ayarlanması); anatomik bağların, muhafazalı ve kaygan tendonların, tampon yastıkların, sandal kemiğinin, yağlayıcı serom sıvısına sahip sinoviyal zarların varlığı… Bunların tümünün inşasında, özde kaotik ve eksik olan rastgele olayların üretip muhafaza edemeyeceği bir süreklilik görülür. Bu tanımda, uyumların çok daha etkileyici olduğu genel yapının detaylarına da girmiyorum; bunlar tek toynaklı bacaklardaki hızlı hareketin mekaniğinde ortaya çıkacak problemlere çözümler sağlar. (Paul-Pierre Grasse., “Evolution of Living Organisms,” 1977, sf. 51-52)

Görüldüğü gibi National Geographic TV”nin toynaklılarla ilgili evrimci iddiaları körükörüne savunulan dogmatik iddialardan ibarettir. National Geographic TV”ye Darwinizm”e verdiği bu dogmatik desteğe son vermesini ve canlılığın kökeninin yaratılış olduğunu kabul etmesini tavsiye ediyoruz.

Ayrıca bakınız

99 Milyon Yıl Öncesine Ait Yavru Kuş Fosili, Kuşların Evrimi Masalını Bitirdi

2014 yılında Myanmar’da 99 milyon yıl öncesine ait bir Birmanya Amberi (ağaç reçinesi) fosili bulundu. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.