National Geographic Channel “”Doğanın Kabusları: Ürperten Canlılar, Akrepler””

Bu programda akreplerin zehiri, yardımlaşması ve çevreye uyum yetenekleriyle ilgili evrim masalları anlatıldı. National Geographic TV ilk olarak, akreplerin, zehirlerini memelilere karşı “geliştirdiği” masalını anlatıyordu. Bu “zehir geliştirme” masalı hiçbir bilimsel dayanağı olmayan ve bir dogma olarak savunulan bir varsayımdır. Darwinizm’i körükörüne benimsemiş olan National Geographic TV; doğadaki canlılarla ilgili her özelliği yaşamın kökeninin evrim olduğu masalına uydurmaktadır. Bu durumda da “zehrin geliştirilmesi” masalı, National Geographic TV’nin diğer çok sayıda canlıyla ilgili anlattığı masal klasikleri arasında yerini almaktadır.

Gerçekte zehirli canlıların bedenlerinde üretilen kimyasalların bilgisi canlının DNA’sında saklı bulunur. Bu zehirin karşımındaki tüm proteinler, bu bilgiye uygun şekilde üretilir. Diğer yandan karışımda hangi proteinlerin bulunacağı da önemlidir çünkü bunların hedefi düşman organizmalardır. Zehrin akrebin kendisine bir zarar vermeksizin düşman fizyolojisini etkileyecek şekilde üretilmesi de dikkat çekici bir durumdur. Burada akrebin, ne düşman fizyolojisi ne de kendi fizyolojisi hakkında bilgi sahibi olması, gerekli zehrin karışımını buna göre ayarlaması kesinlikle söz konusu değildir. Bu durumda zehrin genetik bilgisinin yanısıra akrep ve düşmanların fizyolojik özelliklerinin “bilgi”sinin kaynağıyla ilgili soru akla gelir. Evrim teorisine göre canlıların DNA’sındaki bilginin kaynağının hiçbir açıklaması yoktur. Açıktır ki tüm bu bilgiler akrebin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiş ve akrebe, düşmanlarını saf dışı bırakmada kullanabileceği şekilde enjektör görevi gören bir iğneyle birlikte verilmiştir. Bu durum, bilgilerin sahibi olan ve akrepte zehrin yanısıra zehir enjekte mekanizmaları vareden bir Yaratıcı’nın varlığını göstermektedir. Hiç şüphesiz canlılara ihtiyaçlarını veren bu üstün Yaratıcı, Rahman ve Rahim olan Allah’tır.

National Geographic TV’nin akreplerle ilgili bir diğer masalı, yavrularını doğuran bir annenin birkaç hafta süreyle onları sırtında taşıyıp bakmasıyla ilgilidir. Böyle şefkatli bir davranışı National Geographic TV, tamamen amaçsız göstermeye çalışmakta ve tesadüfi gelişen, kör doğa olaylarına bağlamaktadır. Akrebin bu davranışının arılar ve termitlerdeki gibi gerçek sosyal davranış biçimlerinin ilk aşamasını gösterdiğini iddia etmektedir. National Geographic TV’nin bu konudaki mantıksızlığı ortadadır. Gerçekte canlılar alemindeki yardımlaşma, çatışma ve bencilliğe dayalı evrim teorisiyle hiçbir şekilde açıklanamamaktadır. Darwinizm’i körükörüne benimsemiş olan National Geographic TV buna rağmen arı ve termitlerdeki sosyalliği evrim ürünü kabul etmekte, akreplerde gördüğü yardımlaşmayı da bu hayali evrimin ilk aşaması olarak açıklamaya çalışmaktadır. Bireylerin hiç durmaksızın çalıştığı ve diğer üyeler için gerekirse canlarını tehlikeye atmaktan kaçınmadığı termit ve arı kolonileri, doğadaki sosyalliğin kökeni konusunda evrim teorisiyle açıkça çatışmaktadır.

Bu programda National Geographic ayrıca akreplerin çevreye uyumuyla ilgili bir masal anlatmaktadır. National Geographic önce akreplerin çöle çok iyi uyum sağladığını öne sürmekte, sonra “hatta o kadar iyi uyum sağlamışlar ki 200 milyon yıldır hiç değişmemişler” şeklinde bir iddia ortaya atmaktadır. Akreplerin dayanıklı canlılar oldukları ve çevre koşullarından nispeten fazla etkilenmedikleri doğrudur. Ancak National Geographic TV, bu uyumun kökeni konusunda yanılmaktadır. Çünkü akrep gibi bir canlının çevreye uyumu, sahip olduğu tüm fizyolojik ve biyolojik sistemler sayesinde mümkündür. Bu sistemler son derece karmaşıktır ve National Geographic TV’nin destekçisi olduğu evrim teorisine göre bunların hiçbir açıklaması yoktur. Darwin’in dayandığı doğal seleksiyon ancak varolan özellikler üzerinde küçük ayarlamalarda etkili olabilir ve ortaya yeni organlar, yeni canlılar çıkaramaz. Kısacası akrebin açıklaması doğal sebeplerle mümkün değildir. Nitekim modern bilim, canlılardaki tasarımın kompleksliğiyle ilgili her geçen gün yeni bulgular elde etmekte, bunlardan bazılarının indirgenemez kompleks özellikleri yüzünden ancak ve ancak bilinçli tasarım, yani yaratılışla açıklanabileceğini göstermektedir. Akrepte görülen kompleks tasarımı yaratan Allah”tır. .

Öte yandan National Geographic TV’nin 200 milyon yıldır değşmediği belgelenen bir tür olan akrebi evrimle bağdaştırması da Darwinizm’e ne kadar bağnaz bir derecede bağlandığını göstermektedir. Temel iddiası canlıların başka canlılara dönüşecek şekilde değişim geçirdiği şeklinde olan bir teorinin destekçisi, 200 milyon yıldır değişmeyen akrepleri de bu teoriyle açıklamaya çalışmaktadır. National Geographic TV’ye bu bağnazlığı terk etmesi ve akreplerle birlikte diğer tüm canlıların kökeninin yaratılış olduğunu kabul etmesini tavsiye ediyoruz.

Ayrıca bakınız

99 Milyon Yıl Öncesine Ait Yavru Kuş Fosili, Kuşların Evrimi Masalını Bitirdi

2014 yılında Myanmar’da 99 milyon yıl öncesine ait bir Birmanya Amberi (ağaç reçinesi) fosili bulundu. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.