Ortak Evrim Masalı

Bilim ve Teknik dergisinin Haziran 2005 sayısında “Çiçek ve Sinek” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda, uzun çanaklara sahip olan ve nektar hazneleri derinde yer alan çiçeklerle uzun hortumlu sinekler arasındaki ilişki ele alınıyor, çeşitli türlerden örnekler veriliyordu. Söz konusu ilişkiye dair bir evrim masalı anlatılıyor ve çiçeklerin, tozlaşmada sözde evrimsel avantaj elde edecek şekilde sineklerle ortak evrim geçirdiği öne sürülüyordu. Çiçekle sinek arasındaki ortaklık, makalede hayali bir evrim masalına dönüştürülüyordu.

Bilim ve Teknik dergisinin satırlarında anlatılan olgu, gerçekte sineğin çiçek için ideal bir tozlaştırıcı rol oynamasından ve sinek popülasyonunda uygun hortuma sahip olmayan bireyler için bir ayıklayıcı faktör olmasından ibarettir. Dolayısıyla burada sözkonusu olan olgu, bir türü başka türe dönüştürücü bir olgu değildir. Varlığı objektif olarak kabul edilecek olgu, sahip oldukları genetik bilginin el verdiği sınırlarda birbirlerinin anatomilerinin etkileşim içine girmesidir. Bir çiçeğin sinek tarafından tozlaştırılması ya da sineğin derin çanaklı çiçekler tarafından seçilime tabi tutulması, bu canlıların DNA’sına yeni genetik bilgi ekleyen, bu canlıları başka canlılara dönüştüren olaylar değildir. Dolayısıyla burada bir “evrimleşmeden” sözedilmesi için hiçbir bilimsel dayanak bulunmamaktadır.

Tam aksine, Bilim ve Teknik’te anlatılan ortak evrim masalı, bilimsel kanıtlarla açıkça yalanlandığı halde, körükörüne savunulan bir masaldır. Çiçekler ve böceklerin karşılıklı olarak evrimsel bir süreç yaşadığı iddiası, fosil kayıtlarından elde edilen bilgiler karşısında karanlıktadır. Çünkü iki canlı grubu birbirlerinden en az 100 milyon yıllık bir süreyle ayrılmaktadır. Bu durum ünlü Amerikan bilim dergisi Science’da da açıkça kabul edilmiştir:

Günümüz böceklerinin büyük yayılımı 245 milyon yıl önce başladı ve Kretas döneminde çiçekli bitkilerdeki artışla hız kazandı. Çiçeklerin temel tropik mekanizması, çiçekli bitkiler fosil kayıtlarında belirmeden yaklaşık 100 milyon yıl önce yerli yerindeydi. (Labandeira CC, Sepkoski JJ Jr. , Insect Diversity in the Fossil Record, Science, Vol 261, July 16, 1993, sf. 310)

Bir başka bilim dergisi Science News ise bu yöndeki bilimsel bulguları “Bilim Adamları Böceklerle İlgili Geleneksel Anlayışı Alt Üst Etti” başlığıyla duyurmuş ve sözkonusu bilim adamlarından aktardığı yorumda “Böcek ve bitkilerin ortak evriminin, çiçekli bitkilerin 120 milyon yıl önceki üremesiyle başladığı yönündeki görüş, yeniden gözden geçirilmelidir” sözlerine yer vermiştir. (Scientists Upset Insect Orthodoxies, Science News,  Vol. 144, July 17, 1993, sf. 28)

Bilim adamları bu bulgularıyla böceklerin yayılımı ve çiçekli bitkilerin ortaya çıkışı arasında zamansal olarak büyük bir uçurum bulunduğunu ortaya koymuşlardır. Dolayısıyla böceklerin çiçekler için veya tersine, çiçeklerin böcekler için bir türü başka türe dönüştürücü bir faktör olduğunu savunmanın hiçbir bilimsel dayanağı bulunmadığı ortaya çıkmaktadır. Bilim ve Teknik dergisinde anlatılanlar, bu somut bilimsel gerçekleri gözardı eden, körükörüne evrim teorisne başvuran bir zihniyetin ürünüdür.

Dergi yönetimine bilimsel literatürü daha yakından takip etmelerini, literatür bilgisiyle böylesine bariz şekilde çelişen evrim masallarına başvurmaktan vazgeçmelerini tavsiye ediyoruz.

Ayrıca bakınız

Current Biology Dergisi’ne Cevap: Dişli Horozbinalar Evrim Geçirmedi, Yaratıldı

Current Biology dergisinde 30 Mart 2017’de yayınlanan bir makalede, bilimsel adı “meiacanthus grammistes” olan dişli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.