CBT”den Dogmatik Masal: Memeli Kulağının Tekrarlı Evrimi

Cumhuriyet Bilim Teknik (CBT) dergisinin 5 Mart 2005 tarihli sayısında “Evrim kendi kendini tekrarlayabiliyor” başlıklı bir yazı yayınlandı. Yazıda, bulunan son bir fosil haber veriliyor ve bunun üzerinde yapılan yorumlardan, memelilerde kulağın evrimi senaryosuna pay çıkarılmaya çalışılıyordu. Üstelik, sözkonusu evrimsel senaryonun ayrı canlı soylarında birden fazla kez yaşandığı iddia ediliyor, evrimden kendini tekrarlayabilen bir süreç olarak sözediliyordu.

Sözkonusu bulgu, Victoria Müzesi”nden Thomas Rich ve meslektaşlarınca gerçekleştirilmişti. Rich ve arkadaşları, 115 milyon yıl önce yaşamış olan bir “Teinolophos” fosili ele geçirmişlerdi. Birer evrimci olan araştırmacılar, memelilerin “monotreme” grubundan olduğu anlaşılan bu canlının çene kemiğinin, memeli orta kulağındaki üç kemiği barındıracak şekilde geliştiğini iddia ediyor, buna göre memeli kulağının birden fazla kez evrimleştiğini öne sürüyorlardı.

Burada karşımıza çıkan iddia hiçbir şekilde bilimsel dayanağı olmayan bir iddiadır ve evrimcilerin kendi önyargılarına dayanarak tekrar tekrar anlattıkları masallardan ibarettir.

Evrimcilerin memelilerin kulak yapısıyla ilgili klasik masalı

Evrimciler, memelilerin kulak yapısının, bu canlı grubunun sözde atası olarak kabul ettikleri sürüngenlerin çene kemiklerinden geliştiğini iddia etmektedirler. Tamamen hayalgücüne dayalı olan bu senaryoya göre, sürüngenlerin çene kemiği, hayali bir süreçte memelilerde bugün kulağın bulunduğu bölgeye “göç etmiş” ve bugün çekiç, örs ve üzengi olarak tanımladığımız kemikleri meydana getirmiştir. Evrimcilerin, teorilerini ayakta tutmak için böylesine gülünç iddialara başvurmaları kendileri adına çaresizlikten başka birşeyin göstergesi değildir. Üstelik çaresizce tutundukları bu masallar, bilimsel gerçeklere gözlerini tamamen kapamış bir bakış açısının ürünüdürler.

Bu masalı geçersiz kılan bilimsel gerçekler şu şekildedir:

Memeli ve sürüngen kulak yapısı arasındaki uçurum:

Memelilerde alt çenede tek bir kemik vardır ve dişler bu kemiğin üzerine oturur. Sürüngenlerde ise alt çenenin her iki yanında üçer tane küçük kemik bulunur. Bir başka temel farklılık, tüm memelilerin orta kulaklarında üç tane kemik (örs, üzengi ve çekiç kemikleri) bulunmasıdır; buna karşılık tüm sürüngenlerde orta kulakta tek bir kemik yer alır. Evrimciler, sürüngen çenesinin ve sürüngen kulağının aşamalı olarak memeli çenesine ve kulağına dönüştüğünü iddia ederler. Bu dönüşümün hangi aşamalarla gerçekleştiği sorusu ise cevapsızdır. Özellikle tek kemikten oluşan bir kulağın üç kemikli hale nasıl dönüştüğü ve işitme duyusunun bu sırada nasıl devam ettiği, asla cevaplanamayan bir sorudur.

Memeli kulağındaki indirgenemez kompleks yapı:

Memeli kulağında “indirgenemez kompleks” bir tasarım bulunmaktadır. Duymanın gerçekleşebilmesi için, kulağı oluşturan, birbirinden bağımsız çok sayıda parçanın eksiksiz ve kusursuz olarak var olması gerekmektedir.

Örneğin bir insan, orta kulağındaki “örs” kemiği çıkarılacak olsa, ya da bu kemiğin yapısı bozulacak olsa artık hiçbir şey duyamaz. Kulağın duyması için; dış kulak zarı, örs, çekiç ve üzengi kemikleri, iç kulak zarı, salganyoz, salyangoz sıvısı, algılayıcı hücreler, bu hücrelerin titreşimi algılamalarını sağlayan tüycükler, hücrelerden beyne giden sinir ağı ve beyindeki duyma merkezi gibi farklı elemanların herbirinin eksiksiz olarak, aynı anda var olması gerekir. Sistem “aşama aşama” gelişemez, çünkü ara aşamaların hiçbiri herhangi bir işe yaramayacaktır.

Darwinizm, canlılardaki yapıların aşamalı olarak kazanıldığını öne süren bir teoridir. Ancak yukarıda kısaca özetlendiği gibi, memeli kulağı aşamaya kesinlikle el vermeyen bir yapıdadır. Bu durum, bir yandan Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde memeli kulağı hakkında ortaya konan senaryoyu çürütmekte, diğer yandan da indirgenemez komplekslikte bir yapıyla ilgili olarak evrim masalı anlatan evrimcilerin, teorilerine ne denli dogmatik bir inançla bağlı olduklarının açık bir göstergesini oluşturmaktadır.

(Daha fazla bilgi için bkz. http://www.darwinizminsonu.com/indirgenemez_komplekslik_07.html)

Tüm memeli grupları fosil kayıtlarında aniden ortaya çıkarlar

George Gaylord Simpson, bu gerçeği uzun yıllar önce şöyle itiraf etmiştir:

Bu, memelilerin 32 ayrı takımının hepsi için geçerlidir… Her takımın bilinen en eski ve en ilkel üyesi, bu takıma ait temel karakterlerin hepsine zaten sahiptir ve hiçbir durumda bir takımdan bir diğerine doğru ilerleyen devamlı bir gelişim bilinmemektedir. Çoğu örnekte farklılık o kadar keskin ve boşluk o kadar büyüktür ki, tüm bir takımın kökeni spekülatif ve son derece tartışmalıdır…
Ara formların bu sistemli yokluğu, sadece memelilere has değildir ve paleontologların uzun zamandır fark ettiği gibi neredeyse evrensel bir olgudur. Bu olgu, omurgalı ya da omurgasız neredeyse tüm hayvan sınıfları ve tüm takımlar için geçerlidir. Açıkçası aynı olgu, bitkilerin farklı kategorileri için de söz konusudur. (George G., Simpson, “Tempo and Mode in Evolution”, Columbia University Press, New York, 1944, s. 105, 107)

Memelilerin ani ortaya çıkışı, çene kemiklerinden gelişen memeli kulağı senaryosunun dayandığı kademeli süreci kesin olarak yalanlar niteliktedir.

Sonuç:

Görüldüğü gibi, CBT’de haber verilen evrimci iddia, bilimsel bulgularla taban tabana zıttır. Memeli kulağındaki yapılar açık bir tasarım ortaya koymaktadır. Bu yapılar, işitme fonksiyonunu meydana getirecek şekilde kollektif bir iş gerçekleştirmekte, her bir parça diğerleriyle uyumlu olarak görevini sürdürmektedir. Bir parçanın dahi eksik veya kusurlu olması durumunda hiçbir işlevi kalmayacak olan bu yapının aşamalı olarak gelişmiş olması kelimenin tam manasıyla “imkansız”dır. Açıkça ortada olan gerçeğin diğer bir ifadesi şudur: Tüm bu sistem bir anda varolmuştur, yani üstün akıl sahibi bir Yaratıcı tarafından yaratılmıştır. Simpson’ın sözlerinin de ortaya koyduğu gibi, fosil kayıtları yaratılışı desteklemektedir. Memeli kulağındaki üstün tasarım, tesadüfi bir süreçte evrimleşerek değil, tüm canlıların Yaratıcısı olan Allah’ın yaratmasıyla varolmuştur.

CBT’ye materyalist dünya görüşü uğruna sürdürdüğü evrim masallarını terk etmesini tavsiye ediyor, körükörüne Darwinizm propagandasına son vermesi çağrısında bulunuyoruz.

Ayrıca bakınız

Current Biology Dergisi’ne Cevap: Dişli Horozbinalar Evrim Geçirmedi, Yaratıldı

Current Biology dergisinde 30 Mart 2017’de yayınlanan bir makalede, bilimsel adı “meiacanthus grammistes” olan dişli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.