Bilim ve Drtgisinin Özgürlük Korkusu “”IV. Yeni Bir Dinin Varoluşu Hikayesi: Evrim Teorisi””

Evrim Teorisi, Öğrencilere Biyoloji Kavramlarının Ötesinde Ne Öğretiyor?

Evrim teorisinin, global ısınma veya kıtasal çekilim gibi herhangi bir teori olmadığını görebilmek çok önemlidir. Bu teori insanlara sadece etrafında gördükleri olgulara dair değil, kendilerinin nasıl var olduklarına dair açıklamalar ortaya koyma iddiasındadır. Evrimci Midgley bu gerçeği “Evrim teorisi, bizim yaratılış hikayemizdir…bizlere buraya nasıl geldiğimizi söyler ve bizler bize ne olduğumuzu söylemesini umarız” diyerek ifade etmiştir . 65

Evrimciler bu hikayeyi destekleyen birçok mitolojik efsane üretmişlerdir: Evrimin Darwin’in eseri olduğu; evrimin zaferinin 1860 yılında Oxford’da T. H. Huxley’in Psikopos Samuel Wilberforce’u yenmesiyle gerçekleşen bir entelektüel ve bilimsel başarı olduğu; evrimin doğruluğunun yüzyıldan daha fazla bir süre önce Darwin tarafından kanıtlandığı ve biriken bilimsel bulguların Darwin’in teorisini giderek daha fazla doğruladığı gibi efsaneler…

Dahası evrimciler, bu evrimci varoluş hikayesini kendilerine sunan Darwin’i övgüleriyle yücelterek adeta kutsallaştırmaktadırlar. Öyle ki Darwinistlerin bazıları Darwin’in Kent şehrindeki evini ziyaret etmekte, buradaki hislerini “dinsel tecrübeye yakın hisler” olarak nitelemektedirler. E. J. Browne, bazılarının Darwin’i seküler (din dışı) bir kutsal kişiye, Darwinizm’i de seküler bir dine çevirdiğini yazmıştır.66 Darwin’in “Türlerin Kökeni” isimli kitabının yayınlanmasının 100. yılında, 1959’da, evrimci Julian Huxley “insanların birçok ülkeden Darwin’e hürmetlerini sunmak için geldiğini” yazmıştır. 67 Ayrıca evrimciler Darwin’in doğum günü olan 12 Şubat’ı (1809) Darwin Günü ilan etmişlerdir ve bunu her yıl düzenledikleri organizasyonlarla kutlamaktadırlar. 68

Önde gelen Darwinist bilim filozofu Michael Ruse, evrim teorisi üzerinde çalışanlar için bu teorinin bir “din” olduğunu -üzerine basa basa- itiraf etmekten geri kalmamıştır:

“Evrim, pratisyenleri tarafından sadece bilim olarak desteklenmiyor. Evrim bir ideoloji, seküler bir din. Evrim bir dindir. Evrimle ilgili bu gerçek en başlangıçta da böyleydi, bugün de öyle.” 69

Darwinizm’in bilimde batıl bir din olarak savunulduğunu ortaya koymuş bir başka isim, bilim tarihçisi Margorie Grene’dir. Grene bu konudu şunları söylemiştir:

“Darwinizm, bir bilim dinidir ve insanların zihnini ele geçirmektedir. Yaşamın, insanın ve insanın en derin umutlarıyla en üstün başarılarının küçük tesadüfi yanlışlıkların dışsal ve doğrudan olmayan belirlemesiyle türeyişi, naturalist bir evrenin temel taşı olarak görünmektedir… Değiştirilmiş ama karakteristik olarak hala Darwinci olan teori, yandaşlarınca dinsel bir ihtirasla vaaz edilen bir ortodoksluk haline gelmiştir ve teorinin yandaşları görüşlerinden, sadece bilimsel inançta ermiş olmayan birkaç bozguncunun şüphe duyduğunu düşünmektedirler”. 70

Darwinist yazarlar tarafından kaleme alınan biyoloji ders kitapları; sadece genler, mutasyon ve doğal seleksiyon gibi kavramlara dair bilgiler aktarmakla kalmamakta, evrim dinini kimi zaman üstü kapalı, kimi zaman açık ifadelerle öğrencilere empoze etmektedir. Bu materyalist dünya görüşünün “bilim” olarak anlatılmasından başka bir şey değildir.

Önde gelen Darwinist araştırmacı ve koyu bir ateist olan Edward O. Wilson, bir dönemin modern Amerikan ders kitapları arasında en kapsamlısı olan biyolojiye giriş kitabının sonunda “Bunlar ne oranda inanılabilirdir?” diye sormakta ve kendisi şöyle cevaplamaktadır:

“Her nesil kendi yaratılış hikayesine ihtiyaç duyar ve bunlar da bizimkiler.” 71

Görüldüğü gibi eğitimde yaratılışı dışlamak için “bilimle dinin birbirine karışmaması” propagandası yapan, evrimciler, bilime karışan din kendi sözde dinleri olduğu sürece bundan bir rahatsızlık duymamaktadırlar.

EVRİME DOGMATİK DESTEK VEREN DERS KİTAPLARI YANLIŞLARLA DOLU

Aykut Kence, evrim teorisini ders kitaplarından çıkarmaya çalışmanın bilim ile, aydınlık düşünce ile çarpışmak anlamına geldiğini iddia etmektedir. Kence’nin bu sözleri evrim teorisinin ders kitaplarındaki varlığını bilim ve aydınlık düşünceye denk tutar gibidir. Oysa biyoloji ders kitapları üzerinde yapılan son incelemeler bunun tam tersini ortaya koymuştur.

Birçok ders kitabında mitoloji, yanlışlıklar ve hatta sahtekarlıklar, Darwinci evrim lehinde kanıt gibi sunulmaktadır. Bazıları geçersizliği yüzyıldır bilinen sahte çizimleri Darwinizm’in kanıtı olarak sunan kimi ders kitapları, evrim teorisinin ders kitaplarındaki varlığının, Kence’nin iddia ettiği gibi “bilim ve aydınlık düşünce”nin değil, tam tersine “bilim dışı dogmatik düşünce şeklinin” kaynağı olduğunu göstermektedir.

Bilinçli tasarım hareketi üyesi ve Yale Üniversitesi biyoloğu Jonathan Wells, “Evrimin İkonaları: Bilim mi, Efsane mi?” başlıklı kitabında, 72 Neo-Darwinistlerin evrim teorisi lehinde en fazla kullandığı on sözde kanıtı ele almakta ve herbirinin Darwin’in naturalist teorisini desteklemek için nasıl çarpıtıldığını ortaya koymaktadır.

Mesela birçok ders kitabında omurgalı hayvanların embriyolarının erken safhalarındaki benzerlikler gösterilmekte ve bu benzerlikler insan ve balıkların ortak bir atadan evrimleştiği iddiasına kanıt gösterilmektedir. Ancak embriyologlar bir yüzyılı aşkın süredir bilmektedirler ki embriyolar erken safhalarında benzer değildir. Ve bu çizimler, 19. yüzyılda Alman evrimci biyolog Ernst Haeckel’in kasıtlı sahtekarlığının ürünüdür. 1997 yılında bunu bir İngiliz embriyolog “biyoloji tarihindeki en meşhur sahtekarlık” olarak isimlendirmiştir.

Harvard profesörü Stephen Jay Gould ise bu sahtekarlık ürünü embriyo çizimlerinin sistemli kullanımı hakkında şunları söylemiştir:

“Sanırım bu çizimlerin, modern ders kitaplarının çoğunda olmasa bile önemli kısmında sürekli kullanımına yol açan düşüncesiz dolaşımın, bir yüzyıl boyunca sürmüş olması karşısında hem hayrete kapılma hem de utanma hakkına sahibiz.” 73

Wells’in gösterdiği gibi, ders kitaplarında bunun gibi en az on önemli yanlışlık vardır. Bunlar arasında biberli kelebeklerin ağaç gövdelerinde kamufle olmuş halde dinlenirken çekilmiş olan ve doğal seleksiyona kanıt gösterilen fotoğrafları da vardır. Ama biyologlar 1980’li yıllardan beri biberli kelebeklerin normalde ağaç gövdesinde dinlenmediğini bilmektedirler. Ders kitaplarında gösterilen bu fotoğraflar, ölü kelebeklerin ağaç gövdelerine iğne veya tutkalla tutturulmaları yoluyla yapay olarak üretilmiştir. Yani bunlar sahte fotoğraflardır. Onyıllardır “evrime giriş” derslerinin en büyük malzemesi olarak okuttukları biberli kebeleklerin sahtekarlık ürünü olduğunu öğrenmek biyologlarda tam bir şok etkisi yaratmıştır. Darwinist biyolog Jerry Coyne bu durumun kendinde yarattığı etkiyi şöyle ifade etmiştir:

“Gerçeği (benekli kelebekler sahtekarlığını) öğrendiğimde verdiğim tepki, 6 yaşımdayken, Noel hediyelerimi Noel Baba’nın değil de babamın getirdiğini öğrendiğimde yaşadığım ümitsizlik duygusu oldu.” 74

Bilim ve aydınlık düşünce elbette ülkemizin aydınlık geleceğini oluşturan gençlere sağlamamız gereken çok önemli iki öğrenme aracıdır. Hiçbirimiz gençlerin eleştirel düşünmeyi, sorgulamayı bilmeyen, ezberciliğe itilmiş öğrenciler olarak yetişmesini istemeyiz. İyi bir eğitim-öğretim programı, ne istediğini bilen, sorgulayan, eleştirel düşünen, bilgiyi araştırıp paylaşarak yeni bilgi çıkarımlarında bulunan öğrenciler yetiştirebilmeyi hedef almalıdır.

Ancak yukarıda da gösterildiği gibi, evrim teorisinin ders kitaplarında okutulma şekli bu hedefle taban tabana zıttır. Darwinizm lehinde kanıt olarak kullanılan sahtekarlık ve çarpıtmalar bilim adamlarınca ortaya çıkarılmıştır ama ideolojilerini korumak adına ders kitaplarında düzeltmelere gidilmesi konusunda açık bir çekimserlik ortaya koymuşlardır. Böylece öğrencilerin yaşamın kökenine dair bilimsel bulgular hakkında yanlış bilgilenmesine bile bile göz yummuşlardır. Öyle ki, doktora öğrencileri dahi teoriyle ilgili gerçeklerden habersiz bir şekilde mezun olmaktadırlar. Evrim teorisinin, özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşen bilimsel bulgularla geçersiz olduğu ortaya çıkmış, ama Darwinistlerin kaleme aldığı ders kitapları bunları sistemli bir şekilde ihmal etmiştir.

Yaratılışçı bilim adamı Henry Morris “Creation: The Cutting Edge” isimli kitabında, biyolojide öğretim görevlisi bir evrimciden aynen şunları aktarmaktadır:

“Kişisel olarak ben, evrimci görüşü savunuyorum, ama yine de doktora mezunlarımızın çoğunluğunun evrim teorisiyle ilgili ciddi problemlerin çoğu hakkında ürkütücü derecede bilgisiz olduğunu kabul ediyorum. Bu problemler, bizler bunları öğrencilerimizin dikkatine sunmadıkça çözülmüş olmayacaktır. Öğrencilerin çoğu evrimin kanıtlandığını, kayıp halkanın bulunduğunu, ve teoriyle ilgili ortaya çıkaracak çok az şeyimiz kaldığını zannetmektedirler. Aslında bunun tam tersi doğrudur; ve yakın zamandaki birçok yeni keşif… bizleri temel varsayımlarımızı yeniden değerlendirmeye zorlamaktadır” . 75

EVRİM TEORİSİNİ OKULLARDA BATIL BİR DİNİN TEMELİ OLARAK YERLEŞTİRMEK İSTEYENLER

Evrimcilik bir dünya görüşüdür. Darwin evrim teorisiyle, materyalistlere yegane varoluş hikayelerini sunmuştu. İnsanlığın yaşamın kompleksliği hakkında bütünüyle cahil olduğu bir dönemde ortaya atılan teori, Marx ve Freud’la birlikte 19. yüzyılda yükselişe geçen materyalist dünya görüşünün etkili bir unsuru oldu. Bundan sonra bilim, materyalizm olarak algılanmaya ve batı dünyasını kökten değiştirmeye başladı. Evrimci biyolog Douglas Futuyma, Darwin’in teorisinin batı düşüncesine etkisini şöyle anlatır:

“Darwin; yönlendirilmeyen, amaçsız varyasyonları kör, umursamaz doğal seleksiyon süreciyle birlikte ileri sürerek yaşama dair teolojik veya spiritüel açıklamalara başvurmayı gerektirmeyen yeni bir açıklama getirdi. Marx’ın tarih ve toplum hakkındaki materyalist teorisi ve Freud’un insan davranışını üzerinde fazla bir kontrolümüz olmayan etkilere atfetmesiyle birlikte, Darwin’in evrim teorisi, Batı düşüncesinin sahnesini oluşturan mekanizmin (evreni sadece atomların mekanistik ilişkisiyle ele alan görüş) ve materyalizmin platformunda çok önemli bir tahtayı oluşturuyordu”. 76

Bilimde bir dogma olarak savunulan evrim teorisi, orta dereceli okullardan üniversitelere, kütüphanelerden medyaya, müzelerden sanat galerilerine kadar heryerde bilimsel bir gerçek olarak sunulmaktadır. Bilimsel bulgular, dünya medyasında evrimci bir yorumla yoğrulmuş olarak yer bulmakta, teori dünyanın dört bir yanında yayınlanan televizyon belgesellerinde, gazete ve dergilerde bilimsel bir gerçek olarak anlatılmaktadır.

Hiç şüphesiz, insanların varoluşlarına dair inançları, kültürleri üzerinde köklü etkiler ortaya koyar. Tarihi çok eskilere dayanan materyalist düşünce Darwinizm sayesinde, evrendeki tasarımın Allah’ın yaratması ve bu yaratılışın insanı denemek için olduğu gerçeği karşısında ilk kez bilimsel görünümlü bir varoluş hikayesi kazanmıştır. Ateist ve materyalistler teorinin Allah’ın varlığını inkar eden görüşlere zemin oluşturduğunu fark etmekte gecikmemiştir. Öyle ki komünizmin kurucusu olan Karl Marx, Charles Darwin”in yazdığı ve evrim teorisinin temelini oluşturan Türlerin Kökeni adlı kitap için, “bizim görüşlerimizin doğal tarihsel temelini içeren kitap budur işte” demiştir. 77

Evrim teorisi, Darwin’den bu yana, ateist/materyalist dünya görüşlerini yaygınlaştırma çabalarının daima merkezinde olmuştur. 78 Sidney Üniversitesi antropoloğu Dr. Michael Walker, günümüzde birçok bilim adamının Darwin’in teorisine destek vermesinin sebebini şöyle açıklamıştır:

“Birçok bilim adamı ve teknoloji uzmanının Darwin teorisine dilleriyle hizmet ediyor olmalarının tek nedeninin, bu teorinin bir Yaratıcı olduğunu reddetmesi olduğunu kabul etmek zorundayız.” 79

Örneğin, günümüzde kendilerini “seküler hümanist” olarak tanımlayan kişi ve gruplar, evrim teorisini, ateist/materyalist dünya görüşlerini yaygınlaştırmada nasıl bir araç olarak benimsediklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Seküler hümanizm, materyalist/ateist felsefeye dayalı olan ve Allah’ın varlığını açıkça inkar eden batıl bir dindir. Evrimci hümanistlerin, dinlerini yayma mücadelelerinde göze çarpan iki temel yöntem vardır: Birincisi, ateizmi ve din aleyhtarı görüşlerini yüksek sesle dile getirmekten genellikle kaçınmaktadırlar. Ve ikincisi, kendi dinlerinin varoluş hikayesi konumundaki evrim teorisini devlet okullarında yaygınlaştırma yöntemini benimsemektedirler.

Hümanistler için devlet okulları sadece eğitim verilen bir yer değil aynı zamanda dinlerini yaygınlaştırmak için bir propaganda sahasıdır. Bunun çarpıcı bir belgesini oluşturan ifadeler, Hümanizm hareketinin sözcüsü konumundaki The Humanist dergisinde yer almıştır. J. Dunphy bu dergide 1983 yılında yayınladığı bir makalesinde, devlet okullarını dünya görüşlerini yaygınlaştırmanın temel unsuru olarak gördüğünü şöyle açıklamaktadır:

“Şuna ikna oldum ki, insanlığın geleceği üzerindeki mücadele, devlet okullarında yeni bir inancın yayıcıları olarak rollerini hakkıyla kavramış öğretmenler aracılığıyla sürdürülmeli ve kazanılmalıdır. İnsanlığın, her bir insanda teologların yücelik dediği şeyin kıvılcımlarının bulunduğunu tanıyan ve ona saygı duyan bir yeni dini olacak bu. Bunu yapacak öğretmenler, en koyu fundamentalist vaizler kadar kendini bu işe adamış olacak, çünkü bir başka tür dinin rahipleri olacaklar. Öğrettikleri konu ne olursa olsun, verdikleri eğitimin seviyesi ne olursa olsun (okul öncesi günlük kreş ya da legal devlet üniversitesi), hümanist değerleri aktarmada sınıftan bir vaaz kürsüsü olarak yararlanacaklar.” 80

Bir evrimci öğretmen, sınıfta evrim doktrinlerini vaaz verircesine anlatırken, öğrencilerinin güveninden nasıl faydalandığını şu sözlerle anlatmaktadır:

“Bu güveni, beyinlerini iyice yıkamak için kullanıyorum…bizim öğretim metodlarımız, temelde propaganda metodları. Bizler, kendi iddiamızı destekleyecek delillere -ispatlayıcı bir gösterim yapmaksızın- başvuruyoruz. Sadece kabul edilmiş teoriler lehindeki argüman ve delilleri sunuyor; bunların karşıtı olan iddia ve dellileri iptal ediyor ya da örtüyoruz.” 81

Amerika’da, okullarda sadece evrim teorisinin okutulması için mücadele eden başlıca organizasyonun yöneticisinin bir seküler hümanist olması rastlantı değildir. Söz konusu kuruluş, Bilim Eğitimi İçin Ulusal Merkez ismini taşımaktadır. (National Center for Science Education) 15 yılı aşkın bir süredir bu görevi yürütmekte olan evrimci antropolog Eugenie C. Scott, kendisini bir ateist olarak tanımlamıştır 82 ve aynı zamanda III. Hümanist Manifestosu’nun imzacıları arasındadır. 83

Evrim teorisi, doğada bir tasarım bulunmadığını ve canlıların yönlendirilmemiş, amaçsız doğal sebeplerin ürünü olduğunu öğreterek ateist, agnostik ve seküler inançlara yol açmaktadır. “Sadece” evrim anlayışıyla eğitim yapan okullarda durum farklı değildir. Biyoloji derslerinde, kendilerine sadece evrim teorisi anlatılan ve evrim, bilimsel bulgularla doğrulanmış bir “gerçek” olarak sunulan öğrencilerin, inanç ve düşünceleri kaçınılmaz olarak yaratılışı reddeden dünya görüşleri doğrultusunda yönlendirilmiş olmaktadır.

Bunun canlı bir örneği, ateist Darrell Lambert’ın hikayesidir. 19 yaşındaki Lambert, ateizmi yüzünden bağlı olduğu özel izci organizasyonuyla bir takım polemikler yaşamış ve hikayesi gazetelerde yer almıştır. Peki ateizmi neden dolayı seçmiştir? Bu sorunun cevabı, New York Times haberinde şöyle yer almaktadır: “Lambert, lisede evrim teorisini öğrendikten sonra bir ateist olarak yaşamayı seçmiştir. 84

65. Midgley M., “Evolution as a Religion: Strange Hopes and Stranger Fears,” [1985], Methuen: London, 1986. sf. 154; Stephen E. Jones’ Home Page at 66. http://members.iinet.net.au/~sejones/  
66. Browne E.J., “Charles Darwin: The Power of Place: Volume II of a Biography,” [2002], Pimlico: London, 2003, sf. 382-384
67. Huxley J.S., “Memories II,” [1973], Penguin Books: Harmondsworth, Middlesex UK, 1978, reprint. sf. 182
68. http://www.darwinday.org
69. Michael Ruse, “Saving Darwinism from the Darwinians,” National Post, May 13, 2000, sf. B-3
70. M. Grene, Encounter, (Nov. 1959), pp. 48-50.
71. Wilson E.O., et. al., “Life on Earth,” [1973], Sinauer Associates: Sunderland MA, 1975, Third Printing, sf. 624
72. Jonathan Wells, “Icons of Evolution: Science or Myth?”, Regnery Publishing, 2000, 362 sayfa
73. Stephen Jay Gould, “Abscheulich! – Atrocious! – the precursor to the theory of natural selection”, Natural History, Mart 2000, sf. 45

74. Jerry Coyne, “Not Black and White”, a review of Michael Majerus”s Melanism: Evolution in Action, Nature, 396 (1988), pp. 35-36
75. Henry Morris, “Creation: The Cutting Edge” 1982, sf. 26.
76. Futuyma, D. J., “Evolutionary Biology”,Sinauer Associates Inc., 1986, Sunderland, MA, sf. 2
77. David Jorafsky, Soviet Marxism, Natural Science, s. 12
78. Evrim teorisinin ideolojik arka planı ve evrimcilerin teoriyi ayakta tutmada başvurdukları gözboyayıcı propaganda, demagoji, mantık bozuklukları ve çarpıtma yöntemleri hakkında bkz. Harun Yahya, “Evrim Aldatmacası”, Araştırma Yayıncılık, İstanbul, 2. Baskı, 1999
79. Dr. Michael Walker, Quadrant, Ekim1982, s.44
80. J. Dunphy, “A Religion for a New Age”, The Humanist, Ocak-Şubat 1983,sf. 23,sf. 26
81. Mark Singham, “Teaching and Propaganda,” Physics Today, (vol. 53, June 2000), sf. 54
82. Monica Lam, “PROFILE: EUGENE SCOTT. Berkeley scientist leads fight to stop teaching of creationism” San Fransisco Chronicle, 7 Şubat 2003
83. http://www.americanhumanist.org/3/HMsignersPublic.htm  
84. Eagle Scout Faces Official Challenge Over His Lack of Faith; The New York Times, 3 Kasım, 2002, Sunday, Late Edition – Final, SECTION: Section 1; Page 20; Column 1; National Desk]

Ayrıca bakınız

Current Biology Dergisi’ne Cevap: Dişli Horozbinalar Evrim Geçirmedi, Yaratıldı

Current Biology dergisinde 30 Mart 2017’de yayınlanan bir makalede, bilimsel adı “meiacanthus grammistes” olan dişli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.