Darwin’in İlkel Çorba Hikayesi Boş Çıktı

Radikal gazetesinin 15 Şubat 2006 tarihli sayısında evrim teorisinin ilkel çorba iddiasının boş çıktığını duyuran bir haber yayınlandı. “Darwin yanılmış olabilir mi?” başlıklı haberin giriş paragrafında şu ifadelere yer veriliyordu:

Darwin’in hayatın oluşumu ile ilgili ortaya attığı 140 yıllık ‘su birikintisi’ teorisi sarsılıyor. Kaliforniya Üniversitesi kimya profesörü David Deamer, Londra’da hayatın başlangıcı ile ilgili uluslararası konferans öncesinde yaptığı açıklamada, teoriyi test eden araştırmada şaşırtıcı ve bir o kadar da üzüntü verici sonuçlar elde ettiklerini açıkladı.

Deamer’ın karşılaştığı ve evrimciler için “üzüntü verici olan” gerçek şuydu: Bilim adamı, Rusya’daki Kamchatka’de ve ABD’deki Mount Lassen’de yer alan volkanik arazilerdeki su birikintilerinde deneyler yapmış, ancak bunları dolduran sıcak, çamurlu ve asitli suların hayali ‘öncü organizma’ için gerekli şartları yaratmadığını görmüştü. Böylece Darwin’in 140 yıl önce yaşamın sözde rastlantısal başlangıcının ortamı hakkında ortaya attığı “ılık su birikintisi” düşüncesinin kimyanın gerçekleri karşısında hayalden ibaret olduğu bir kez daha ortaya çıkıyordu.

Bir evrim ikonası ve 140 yıldır yaşatılmaya çalışılan hayal

Evrimciler, yaşamın ve türlerin kökeni hakkındaki propagandalarını belli “semboller”i kullanarak sürdürürler. Hiçbir bilimsel kanıtla desteklenmeyen, sadece hayal ürünü olan bu semboller, sadece evrimci düşüncenin bilimsel bazı terimlerle süslenerek akıllarda yerleştirilmesi çabasında bir araç olarak kullanılırlar. İlkel çorba kavramı da, hayat ağacı veya maymun adam gibi evrimci düşünce sembollerinden birisidir. Bunlar hiçbir bilimsel gerçekliği olmadığı halde evrim teorisinin ihtiyaçları doğrultusunda “icad edilmiş” kavramlardır.

Gerçekte ilkel çorbanın varlığına dair kanıtlar hiçbir zaman varolmamıştır. Nitekim matematik ve astronomi profesörleri Prof. Fred Hoyle ve Prof. Chandra Wickramansinghe, “Ne bu gezegende ne de bir başkasında, hiçbir ilkel çorba var olmamıştır” diyerek bu gerçeği dile getirmişlerdir. (Sir Fred Hoyle-Chandra Wickramasinghe, Evolution from Space, New York: Simon and Schuster, 1984, s. 148)

Cardiff Astrobiyoloji Merkezi direktörü de olan Wickramasinghe ilkel çorba tezinin arkasındaki inancı şöyle açıklar:

“Yeryüzünde hayatın, ilkel bir çorbada ortaya çıktığı tezi, [evrimci] bilimadamlarının vazgeçmekte zorlandığı bir inanç meselesidir. Şu anda bunu destekleyecek deneysel kanıtlar bulunmamaktadır. Aslında Pasteur’den itibaren, canlılığı cansız maddeden meydana getirme yönündeki tüm girişimler başarısız olmuştur.”
(“Panspermia Q and A: Leading Proponent Chandra Wickramasinghe”, Robert Roy Britt, 27 Ekim 2000: http://www.space.com/searchforlife/chandra_sidebar_001027.htm l)

İlkel çorba iddiası akla aykırı, batıl bir inançtır

Yaşamın ilkel bir su birikintisinde başladığı iddiası sadece ideolojik olarak ayakta tutulmaya çalışılan bir safsatadır. Yaşamın olağanüstü kompleksliği, bu iddiayı akıl dışı olarak reddetmeyi gerektirmektedir. Örneğin insan vücudunu meydana getiren trilyonlarca hücreden tek bir tanesi dahi insanoğlunun bugüne kadar erişebildiği teknoloji düzeyinin çok ötesinde kompleks sistemlere sahiptir. Evrimci bilim adamı W. H. Thorpe bunu şu sözlerle kabul eder:

“Canlı hücrelerinin en basitinin sahip olduğu mekanizma bile, insanoğlunun şimdiye kadar yaptığı, hatta hayal ettiği bütün makinelerden çok daha komplekstir”.
(W. H. Thorpe in W. R. Bird, The Origin of Species Revisited. , Nashville: Thomas Nelson Co., 1991, s. 298-99)

Üstelik bu son derece kompleks sistem, belli temel alt sistemler için gerekli parçalar ancak yerli yerinde ve kusursuz şekilde bulunduğu zaman görev yapabilir. Bir canlı hücreyi meydana getiren kompleks sistemlerin tesadüfen ve kusursuz olarak bir araya gelme ve kendini kopyalayabilen, enerji üreten, bilgi işlemleyen bir hücre meydana getirmesi kesinlikle imkansızdır. Bu gerçek, evrimci bir yayın olan American Scientist dergisinin sayfalarında şöyle itiraf edilmiştir:

İlk canlının ortaya çıktığı zaman, üreme planlarının, çevreden madde ve enerji sağlamanın, büyüme sırasının, bilgileri büyümeye çevirecek mekanizmaların tamamına ait emirlerin o anda ve bir arada bulunmaları gerekmektedir. Bunların hepsinin kombinasyonu tesadüfen gerçekleşemez.
(Homer Jacobson, “Information, Reproduction and the Origin of Life”, American Scientist, Ocak 1955, s.121 )

İlkel çorba safsatasına varil örneği

İlkel çorba iddiasının ne denli akıl dışı olduğunu göstermek için şöyle bir düşünce deneyi yapabiliriz:

Tüm evrimci bilim adamları bir araya gelerek, bir varilin içine, canlılık için gerekli gördükleri tüm atomları doldursunlar. Hatta onlara, bu varilin içine canlılık için gerekli olan aminoasitleri de eklemelerine izin verilsin. Daha da ileri gidilsin ve evrimciler istedikleri malzemeyi bu varile koymakta serbest olsunlar. Hatta, uzaydan dahi istediklerini getirtip bu varile koyabilsinler. Sonra bu varili ister ısıtsınlar, ister üzerine yıldırımları göndersinler, istedikleri kadar elektrik şoku versinler. Kısacası bu deneyde her istediklerini yapabilsinler. Zaman problemleri de olmasın, nöbeti birbirlerine devrederek, varilin başında milyarlarca yıl beklesinler. Acaba bu varilin içinden, bütün evrimci bilim adamları bir araya gelerek, tek bir canlı hücreyi çıkartabilirler mi? Veya bu varilden, tavşanları, kedileri, ceylanları, gülleri, orkideleri, çam ağaçlarını, begonyaları, karpuzu, çileği, palmiye ağaçlarını, kuş kanatlarını, sincapları, tavuskuşlarını, kuğuları, kendi genetik yapısını inceleyen profesörleri, Mozart gibi bestekarları, Leonardo Da Vinci gibi ressamları çıkartabilirler mi?

Kuşkusuz, bu sorulara “evet” yanıtını vermekle ilkel çorba hikayesine inanmak aynı şeydir. Düşünmek, tutucu davranmamak ve gerçeklerden kaçmamak ilkel çorba iddiasının körükörüne desteklenen, akıl ve bilim dışı bir safsata olduğunun görülmesini sağlayacaktır.

Sonuç:

Görüldüğü gibi ilkel çorba hikayesi hiçbir bilimsel kanıtla desteklenmeyen, sadece ideolojik hesaplar yüzünden ayakta tutulmaya çalışılan bir hurafeden ibarettir. Ve açıktır ki, Darwin yanılmıştır. Ve Radikal’in “Darwin yanıldı mı?” sorusunu sorması, aslında “Freud yanıldı mı?” ya da “Marx yanıldı mı?” sorusunu sormak kadar saçmadır. Çünkü Darwinizm de, Freudizm ve Marksizm gibi ömrünü tamamlamış bir teoridir. Radikal gazetesini bu demode masalın savunculuğunu yapmaktan artık vazgeçmeye ve yaşamın gerçek kökeninin yaratılış olduğunu kabullenmeye davet ediyoruz.

Not: Bu yazı aynı zamanda Radikal haberinin kaynağı olan BBC haberine de cevabımızdır.
[BBC.co.uk, “Darwin”s warm pond theory tested (Darwin’in Ilık Gölet Teorisi Test Edildi)”, 13 Şubat 2006

Ayrıca bakınız

Evrim Teorisinin Okul Baskınlarındaki Rolü

Son yıllarda Avrupa ve ABD’de gerçekleşen silahlı okul baskınlarında çok sayıda öğrenci katledildi. Medya çoğu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.