Radikal gazetesi Darwinizm’in Çöktüğünü Hala Fark Edemedi mi?

Radikal gazetesinin internet sitesinde Tartışı-Yorum başlığı altındaki bölümde bir süredir Mahmut Celaloğlu’nun bir yazısı yer almakta. “Evrim teorisine inanılmaz, evrim teorisi bilinir” başlığı altında yayınlanan yazıda Celaloğlu, evrimin hayati bir konu olduğu, evrim teorisinin biyolojinin temeli olduğu ve hatta evrimin “ispatlandığı” gibi yanılgıları sıralamış ve “maymundan geldik” iddiasıyla aslında Darwinizm’in basite indirgendiğini iddia etmiştir. Celaloğlu’nun evrim konusunda müthiş yanılgılara yer verdiği söz konusu yazısıyla ilgili şu açıklamalara değinmek yerinde olacaktır:

 


Celaloğlu’nun “evrim basite indirgeniyor” iddiası

Celaloğlu yazısı boyunca, evrim teorisinin çeşitli provokasyonlarla basite indirgendiğinden, “maymunduk insan olduk basitliğinde bir saçmalık” olarak tanıtıldığından bahsetmektedir.

Öncelikle Sayın Celaloğlu’na şu bilgiyi vermekte yarar vardır. Darwin’in evrim teorisi, Darwin döneminin köhne ve son derece cahilce bilim anlayışı içinde geliştirilmiş, hiçbir bilimsel delile dayanmayan, geçmişlerin Sümer ve Mısır pagan dinlerini yerleşik kılmak amacıyla ortaya atılmış sahte bir teoridir. Sonrasında bilim ilerledikçe, özellikle genetik, mikrobiyoloji dallarında hücrenin kompleksliği ortaya çıktıkça ve paleontolojide yeni fosiller bulundukça ve bu fosillerin tek bir tanesinin bile ara fosil olmadığı anlaşılınca, evrim teorisi şiddetli bir darbe almıştır.

BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN, dünyayı hakimiyeti altına almış olan DARWİNİST DİKTATÖRLÜĞÜN baskısı, etkisi ve dayatması neticesinde bu sahte teori, ülke kanunlarıyla korunur hale gelmiş, okul ders kitaplarına girmiş, hiçbir şekilde hiçbir yerde gerçekliği “tartışılamaz” konuma getirilmiştir. Üniversite hocaları evrime karşı gelmemeleri için tehdit edilmiş, teoriyi savunmayanlar okullardan atılmış, işlerinden olmuş, öğrenciler evrimi sorguladıkları için sınıfta bırakılmıştır. İnsan gibi kompleks ve olağanüstü bir varlığı son derece basit açıklayan, yeryüzündeki muazzam canlı çeşitliliğine yalnızca “tesadüf” açıklamasını yapan bu olağanüstü derecede mantıksız teori, bu şiddetli dayatma ile bir anda tüm dünyayı hegemonyası altına almıştır.

Şu durumda Celaloğlu’nun bahsettiklerinin aslında tam tersi gelişmiştir. Çocukların bile kahkahalarla güleceği basitlikteki bu teori, sanki gerçekten bir bilimmiş gibi tüm dünyaya hakim edilmiştir. Dünyaca ünlü profesörler bu saçma teoriyi savunur hale gelmiş, dünyanın en ünlü yayınları Darwinizm’in alenen sahtekarlık olduğu anlaşılan delillerini günlerce yayınlamışlardır. Devlet büyükleri evrimi eleştiremez hale getirilmişlerdir. Kitleler bir buçuk asır boyunca bu aldatmaca ile aldatılırken, Papa kendi evinde evrim konferansları vermeye zorlanmış, kiliseler akıl almaz bir baskı sonrasında Darwin’den özür dilemek mecburiyetinde bırakılmışlardır.

Son derece saçma, basit ve sıradan bir aldatmaca, Darwinist diktatörlüğün baskısı ile işte bu şekilde sahte bir bilim tabusuna dönüştürülmüştür. Bir yalan, yıllarca insanlara dayatılmıştır. İnsanlar bir buçuk yüzyıl boyunca bu yalana inandırılmak zorunda kalmışlardır. Çünkü Darwinizm, çoğunluğunu masonların oluşturduğu bir topluluğun etkisiyle dünyaya hakim edilmeye çalışılan sapkın bir dindir. Bilimsellikle alakası yoktur.

Dolayısıyla Celaloğlu’nun “basite indirgeme” iddiasına katılmak mümkün değildir. Ortada, tam tersine, bir sahtekarlığın bilim gibi gösterilmesi ve kitle aldatmacasına dönüştürülmesi durumu vardır.

Celaloğlu’nun, Darwin’in seyahati sonrasında önemli bilimsel buluşunu yaptığı iddiası:

Celaloğlu, Darwin’in Beagle gemisi ile yaptığı yolculuk sonrasında muhteşem keşifler yaptığını ve evrim fikrini bu şekilde geliştirdiğini zannediyor olabilir.

Oysa Darwin’in Beagle gemisinde yaptığı şudur: Darwin, sarhoş tayfalarla birlikte aylarca süren gemi yolculuğunda naralar atarak bir maceraya gitmiştir. Orada çiçek böcek toplamış, onlara bakma zahmetinde bile bulunmamış, onları da bir kenara atmıştır. (Kendi otobiyografisinde bunu okumak mümkündür). İnsanların bilimsel araştırma zannettikleri şey, Darwin’in denizci tayfalarıyla şarap için sarhoş olduğu bir gemi seyahatinden ibarettir. Daha sonra Darwin, dedesinin sapkın fikirlerini büyük bir buluşmuş gibi ortaya atmış ve kitleleri bir pagan dinine sürüklemiştir.

Ne bu seyahatte, ne de sonrasında Darwin’in elinde bilimsel hiçbir bulgu ve delil yoktur. O yalnızca, mason dedesi Erasmus Darwin’den miras kalan bir sapkınlığı devam ettirme peşindedir. Darwin, hücrenin o dönemde içi su dolu bir baloncuk olduğunu zannetmektedir. Genetik biliminden haberi yoktur. Elektron mikroskobunu tanımaz bile. Tek bildiği şey vardır, iddiasının doğru çıkabilmesi için ara fosil gerektiği. Fakat böyle bir şeyin yeryüzünde bulunmadığını da bilmektedir. O yüzden “gelecek nesillerin” bu bulunamayan hayali ara formları bulacaklarını, AKSİ TAKDİRDE TEORİSİNİN ÇÖKMÜŞ OLACAĞINI açıkça söylemiştir. Darwin’in bu sözleri şöyledir:

 

Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle türemişse, NEDEN SAYISIZ ARA GEÇİŞ FORMUNA RASTLAMIYORUZ? Neden bütün doğa bir KARMAŞA HALİNDE DEĞİL DE, TAM OLARAK TANIMLANMIŞ VE YERLİ YERİNDE? Sayısız ara geçiş formu olmalı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katmanında GÖMÜLÜ OLARAK BULAMIYORUZ?.. Niçin her jeolojik yapı ve her tabaka BÖYLE BAĞLANTILARLA DOLU DEĞİL? Jeoloji iyi derecelendirilmiş bir süreç ortaya çıkarmamaktadır ve belki de BU BENİM TEORİME KARŞI İLERİ SÜRÜLECEK EN BÜYÜK İTİRAZ OLACAKTIR. (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280)

Şu anda, tam da Darwin’in itiraf ettiği gibi, ARA FOSİL DİYE BİR ŞEY YOKTUR. Darwinistler şok içindedirler. Darwin’in kehaneti doğru çıkmıştır. Bunun üstüne üstlük de, gelişen bilim doğal seleksiyonun evrimleştirici gücü olmadığını, canlıların genetik yapılarının olağanüstü derecede kompleks olduğunu, bu mükemmel yapıya hiçbir şekilde rastgele bir müdahalenin yapılamayacağını ve yeni bir genetik bilgi eklenemeyeceğini ve canlılığın cansız maddelerden asla meydana gelemeyeceğini de ortaya çıkarmıştır. Bunlar Darwin’in hiç bilmedikleridir. Ayrıca ve belki de fosil kayıtlarının ardından Darwinistlerin başlarına en büyük yıkım, TEK BİR PROTEİNİ OLUŞTURAMADIKLARINDA gelmiştir. Laboratuvarda oluşturamadıkları proteinin –yani hücrenin temel yapı taşının– bilinçsiz bir ortamda TESADÜFEN MEYDANA GELMESİ İMKANSIZDIR. İşte tüm bu gerçekler Darwinizm’in çöküşü olmuştur.

Celaloğlu’nun, Darwinizm’in, “maymundan geldik” ifadesiyle basite indirgendiği iddiası:

Celaloğlu, etrafındaki insanların Darwinizm’i ve Darwin’i “Darwin diye bir akılsız! “Ey ahali bakın biz maymuna ne kadar da benziyoruz o zaman biz maymundan geldik” iddiasıyla basite indirgediklerini, bunun da çeşitli provokasyonlarla gerçekleştirildiğini iddia etmektedir.

Oysa yanılmaktadır. Ortada provokasyon falan yoktur. İnsanlara sadece son yıllarda bilmedikleri gerçekler anlatılmıştır. Onlara yıllarca aldatıldıkları, kandırıldıkları ispat edilmiştir. Darwinizm’in bir yalan olduğu, yalnızca propaganda ile ayakta tutulmaya çalışıldığı, Darwinistlerin -durumu kurtarmak için- sahte deliller ürettikleri, tek bir ara fosil olmadığı halde insanları “ara fosil bulduk” “işte kayıp halka” şeklindeki yalanlar ile kandırmaya çalıştıkları anlatılmıştır. İnsanlar, kendilerinden yıllarca saklanmış olan 100 milyon fosili görmüşlerdir. Kendileri bizzat, sergilerde elleriyle bu fosillere dokunmuşlar ve canlıların milyonlarca sene boyunca HİÇ DEĞİŞMEDİKLERİNİ anlamışlardır. Artık onları aldatmanın imkanı yoktur.

Celaloğlu’nun şikayetçi olduğu konu aslında budur: Kendisi de insanların bilinçlenmiş olduklarını görmüştür. Darwinizm saçmalığının insanlar tarafından keşfedildiğini anlamıştır. Bu yüzden Darwinizm’in basite indirgendiği gibi bir bahane ile bu durumdan duyduğu sıkıntıyı dile getirmektedir. Oysa Darwinizm basite indirgenmemiş, yalnızca Darwinizm’in basit ve sahte yüzü ortaya çıkarılmıştır.

Darwinizm, “tesadüfen çamurlu suda ilk hücre oluştu” iddiasıyla ortaya çıkan bir teoridir. Bütün canlı çeşitliliğinin tesadüfen bilinçsiz, şuursuz, kontrolsüz olaylarla meydana geldiğini savunur. Canlılardaki kanat, yüzgeç, tüy, kuyruk….. vs. gibi olağanüstü yapıların varlığını yalnızca kör tesadüflere bağlar. Ve Celaloğlu ne kadar karşı çıksa da, Darwinizm, “sırf maymuna benziyor diye insanın maymundan geldiğini” iddia eder. Darwinizm, bundan daha karmaşık bir şey değildir.

Darwinistler Darwinizm’in bu basit mantığının ortaya çıkmasından dolayı şaşkınlık ve endişe içinde son dönemlerde “maymunlar aslında atamız değil kuzenlerimiz” iddiasına sığınmaktadırlar. Oysa bu da aynı aldatmacanın parçasıdır. Darwinizm, “insan primattan geliyor” dediğinde daha farklı bir anlam mı çıkmaktadır? Ha maymun ha primat, nasıl bir fark olabilir ki? Aynı köhne, yalan ve sapkın iddia değil midir bu? “İnsanın atası primat” veya “insanın atası primatla aynı” dendiğinde bu sahte teori, bilimsel hale mi gelmiş olmaktadır? Elbette ki hayır. Bu, çirkin bir kelime oyununu kullanarak aynı aldatmacaya devam etmekten başka bir şey değildir. Bu yalnızca insanlarımızı küçük görmektir, yakışık almamaktadır.

Sonuç:

Muhtemelen Sayın Celaloğlu’nun endişesi günümüzde karşılaştığı ani Darwinist çöküşten kaynaklanmaktadır. Darwinizm’i ısrarla bilimsel bir teori gibi göstermeye çalışması, teorinin “birkaç küçük nokta dışında” tamamen ispatlandığını iddia etmesi, insanların bu köhne teori ile dalga geçmelerinden şikayetçi olması hep bunun alametleridir. Çünkü Darwinistlerin hiç beklemedikleri bir durum gerçekleşmiştir. Darwinizm’e yegane kanıtları vermesi gereken paleontoloji bilimi, TEK BİR ARA FOSİL BİLE VERMEMİŞTİR. 100 milyon fosil elde edilmiştir ve bunların TAMAMI YARATILIŞI İSPAT ETMİŞTİR. Fosillerin tamamı mükemmel canlılara aittir. Bu fosillerde hiçbir eksik, noksan, yarı gelişmiş, garip yapı yoktur. Dahası bu fosillerin oldukça büyük bir kısmı, günümüz canlılarının aynısıdır. MİLYONLARCA YIL BOYUNCA CANLILAR DEĞİŞMEMİŞLERDİR. Yani EVRİM YOKTUR.

Darwinistler bu dehşetli delil karşısında çözümü fosilleri SAKLAMAKTA bulmuşlardır. (Darwinistler bunu daha önce de yapmışlardır. 540 milyon yıllık Kambriyen fosillerini Darwinizm’e ciddi bir darbe vurduğu için tam 70 YIL SAKLAMIŞLARDIR). Ancak fosillerin saklandıkları yerden çıkarılması, en büyük şokun sebebi olmuştur. Özellikle ülkemizde olmak üzere dünyanın tüm ülkelerinde Darwinist aldatmacaya karşı şiddetli bir uyanış başlamıştır. İnsanlar artık Darwinizm’i kabul etmemek bir yana, bu sahte ve köhne teori ile dalga geçer hale gelmişleridir. Celaloğlu’nun, Darwinizm ile dalga geçen üniversite hocalarından, öğrencilerden hatta kendi annesi ve babasından yakınmasının da sebebi işte budur. Darwinistler, artık insanların gerçek bilimsel delillere karşı bilinçlenmesinin önüne geçememektedirler.

Dolayısıyla bu sahte teorinin bütün foyaları ortaya çıkarılmıştır. Şu anda bu aldatmacanın savunuculuğunu yapmak, ne Darwinistlere ne de Darwinizm’e taraftar vermeyecektir. Sayın Celaloğlu’na bütün bunları gerçekçi bir gözle değerlendirmesini ve Darwinizm’in sahte bir aldatmaca olduğunu kabul etmesini tavsiye ediyoruz.

Ayrıca bakınız

Current Biology Dergisi’ne Cevap: Dişli Horozbinalar Evrim Geçirmedi, Yaratıldı

Current Biology dergisinde 30 Mart 2017’de yayınlanan bir makalede, bilimsel adı “meiacanthus grammistes” olan dişli …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.